Gönderi

Derrida, Foucault, Deleuze; peki ya başkaları?
Günümüz sanat dünyasında teorik zemin üzerine inşa edilen açıklamaların, eserlerin etkisinden bile daha önemli hale geldiği aşikar. Basın bültenleri, sergi metinleri ve eser çözümlemeleri arasında mekik dokuyan terimler ve kodlanmış referanslar, bu konularda derinlemesine bir bilgi sahibi olmayan sıradan izleyici için adeta bir yapboza, hatta aşılması imkansız bir eşiğe dönüşebiliyor. Bilindiği üzere, sanat ile teorinin arasındaki girift ilişki, 'kuramsal sanat teorisi' çerçevesiyle açıklanıyor ve kabul görüyor. Bu çerçeveye göre, herhangi bir yapıtın 'sanat' kümesine dahil olabilmesi için 'bilenler', yani kurum yöneticileri, küratörler, eleştirmenler, koleksiyonerler ve galeri sahiplerinden oluşan sanat dünyası profesyonelleri tarafından incelenmeli ve çeşitli kriterlere göre değerli bulunmalı. Böylelikle karmaşık ilişkilerden örülen bu sisteme dahil edilen eserin maddi değeri de kendiliğinden artar. Ciddiye alınmak istenen galeriler, mutlaka güncel teorik tartışmalara göndermeler içeren bir sergi basın bültenini hazırlayıp dağıtmalılar. Haliyle, sistemin içine girmeye ve kendi kendine yer bulmaya çalışan her sanatçı, sanatsal üretimini yine teorik açılımlarla desteklemelidir. Bir anlamda sanatçılar, 1900'lerij başındaki sanat öncülerinin düşledikleri özgürlüğü, bazen zihinsel tembellik ve pasiflik yüzünden, bazen de kurumsal yapıların karşısında zayıf kaldıkları için onu kendi elleriyle 'uzmanlara' teslim ettiler. Böylece biçime dayalı sanat akımlarının "Nasıl yapmalıyız?"a cevap ararken, soru "Ne yapmalız?"a dönüştü, cevaplanması ise dışarıdan gelen seslere emanet edildi. (...) Örneğin, "Yapıtlarda yeni perspektiflerin ve diskurların belirmesi, farklı minör ihtimalleri de kapsamakta ve bir yandan bio-politikalara da meydan okumaktadır." (...) "Düş ve kâbus motifleri arasında sürekli düşlerken, külden kara, bulutlardan binalara, kuşlardan yılanlara dönüşürken aniden yıldız tozunun katalitik sükûtuna düşüp, duruluyoruz." Gereksiz takıntı mıdır bilemiyorum ama bu tür iddialı duyuruların altında yazarın imzası genellikle yer almıyor, 'kuramsal duruş' olsa gerek. Sanki anonim bir el, herkese aynı metin yazarlığı hizmetini veriyor hissiyatına kapılmak çok kolay. Böylesi bir anlam kapalılığından doğan bulanıklık, izleyici ve okuyucuda çeşitli kafa karışıklıkları ve kaygılara sebep olurken, sanat profesyonelleri için de yalnızca düzgün oynanması gereken bir oyuna dönüşüyor ve tepkilere yol açıyor. 2015 yılında Civan Özkanoğlu'nun bir börekçi salonunda neon ile gerçekleştirdiği "Deleuze Aşağı, Deleuze Yukarı" yerleştirmesi somut bir örnek olarak karşımıza çıktı. Aslında bu tepkiler yalnızca bizde değil, her yerde kendini belli ediyor. Etkin Triple Canopy dergisinde Alix Rule ve Davide Levine tarafından hazırlanan ve çok da ses getiren makalede, günümüzdeki sanatın en etkin platformu e-flux tarafından gönderilen sergi duyurularını dil analizi yapan bir yazılımla incelendikten sonra, söz konusu 'kapalı' dil "Uluslararası Sanat İngilizcesi" olarak tanımlandı. (*Alex Rule ve David Levine, "International Art English", Triple Canopy, Sayı 16, Mayıs 2012) (...) Peki, şikayet edilen, alay konusu olan bu dili tazelemek ve farklılaştırmak, absürt karmaşıklığa göre oldukça mütevazi sonuçlar doğuran "Rube Goldberg makinası"na benzetilen bu oyunu daha farklı hale getirmek için sanatçılar ne yapmalı? İlk adım olarak, yeni kalıplara evrilmesi pahasına olsa bile, daha güncel teorik açılımlara başvurabilirler. Öyleyse, sanat dünyasının soj yıllarda takip ettiği kaynaklara ve isimlere bir bakış atmamız kaçınılmaz oluyor: 1. Bruno Latour- Aktör Ağı Teorisi (Biz Hiç Modern Olmadık) 2.Jaques Rancière- Siyasalın Kıyısında 3.Jaques Rancière- Filozof ve Yoksulları 4.Jaques Rancière- Özgürleşen Seyirci 5.Jaques Rancière- Estetiğin Huzursuzluğu 6.Boris Groys- Sanatın Gücü 7.Donna Harraway- Siborg Manifestosu 8.Peter Sloterdijik- İnsanat Bahçesi için Kurallar 9.Peter Sloterdijik- Kapitalist Dünyanın İç-Evreninde 10.Peter Sloterdijik- Yol Bulmak Dünyaya 11.Peter Sloterdijik- Yeniçağın Kötü Çocukları 12.Spekülatif Gerçeklik Ekolü- Nesne Yönelimli Ontoloji (NYO) ( Graham Harman, Quentin Meillassoux) 1.
Biz Hiç Modern Olmadık
Biz Hiç Modern Olmadık
2.
Siyasalın Peşinde
Siyasalın Peşinde
3.
Filozof ve Yoksulları
Filozof ve Yoksulları
4.
Özgürleşen Seyirci
Özgürleşen Seyirci
5.
Estetiğin Huzursuzluğu
Estetiğin Huzursuzluğu
6.
Sanatın Gücü
Sanatın Gücü
7.
Siborg Manifestosu
Siborg Manifestosu
8.
İnsanat Bahçesi İçin Kurallar
İnsanat Bahçesi İçin Kurallar
9.
Kapitalist Dünyanın İç-Evreninde
Kapitalist Dünyanın İç-Evreninde
11.
Yeniçağın Kötü Çocukları
Yeniçağın Kötü Çocukları
COŞKUN SAMİ/ İstanbul Art News, Kasım, 2018, Sayı:56, syf:12)
·1 alıntı·
238 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.