Okudum, okuyun ;)Herkese selam. Ayın ilk kitap yorumu ile geldim.
Hermen Hesse'den okuduğum ikinci kitap oldu. Yine bir içselliğe dönüş, kendini arayış ve sorgulama, yazgıya boyun eğiş, ölüm ile yaşam arasındaki o ince çizgi de düşme ve tutunma çabaları gibi düşündürücü, biraz melankolik bir dile sahiptir. Hesse'den Siddhartha kitabını okumuştum ve yine aynı üslup ile karşılaşıyorsunuz.
Dürüst, karısına sadık, bir banka memuru olan Klein, bir gün hiç kendinden beklemediği bir şey yapıyor. Yüksek bir miktar parayı çalıp, sahte bir pasaport ve silah ile yaşadığı şehirden, ailesini terk ederek güneye doğru kaçıyor.
Evli ve çocuk sahibi olan Wagner, bir öğretmendir. Yaşadığı bir buhran sonucunda karısını ve çocuklarını öldürüp daha sonra intihar eder.
Önceleri Wagner'i elleştirse de daha sonra bu yeni kaçış yaşamında kendisi ile Wagner arasında bir bağ kurmaya başlar Klein. Bir gelgitler silsilesi, karmaşası içinde kendini arayışını, ölüme, sonsuzluğa doğru yolculuğunu, öz benliği ile yüzleşmesini okuyacaksınız.
Anlatı türünde okuduğum beşinci kitabım, yine severek okuduğum eserlerden biri oldu. Bu tarz anlatı türlerini sevenlere, beğenenlere tavsiye ederim.
#kitapalıntıları :
Denemeye değerdi, her şeye karşın bir kez daha denemeye. Kim bilir, belki de yaşam katlanılamayacak gibi değildi.
Yazgı denilen şey, artık biliyordu bunu, herhangi bir yerden çıkıp gelmiyor, insanın kendi içinde yeşerip büyüyordu. Bunu önleyecek bir çare bulamazsa, onu da yiyip yutacaktı yazgı...
Bir şeyi sevebilmek - ne büyük kurtuluş!
Kaygı tekrar geri geldi, her şeyi bilen ben'i
hiç kimsenin işitmediği bir iç çekiş gibi dibi boylamıştı. Of, ne büyük ıstırap!
Her şeyi tek başına kendi içinden çekip çıkarması gerekiyordu, hiç kimse yardım etmiyordu ona. Peki ne buldu kendi içinde? Karmaşa ve uyuşmazlık
Nasıl düşünmeden yaşanıyor, düşünmeden günahlar işleniyor, körü körüne ve
ölçüsüz acılar çekiliyordu.