Gönderi

456 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap, küçük yaşlardaki çocukların maruz kaldığı ihmal ve istismarın, onların yaşamının ileriki dönemlerinde veya tam da maruz kaldıkları dönemlerde ne gibi olumsuz sonuçlara yol açtığını anlatıyor. Bunu 10 tane örnek vaka üzerinden yapıyor. Psikolojik yönü ağır basan kitap, içinde sosyolojik, nörobiyolojik, nöropsikolojik, farmakolojik, pedagojik açılardan da yaklaşımlar sunup bizlere pratik hayatımızda neler yapıp edeceğimizi, hem kendi hayatımızda hem de kendi çocuklarımıza ebeveynlik konusunda bizlere sunulan en harikulade rehberlerden biri. Kitapta erken yaşta ihmalin o çocuğun yaşamında kalıcı etkilerinin yüksek olma ihtimaline değinen yazar, örüntülü ve tekrarlayan değişimlerin kişilerin yaşamında olumlu veya olumsuz kalıcı etkiler bırakabileceğinden de bahsediyor. Çocuğun erken yaşta yaşadığı ihmal sonucunda onun beyin sapından başlayıp kortekse kadar olan 4 beyin bölümünde de çeşitli hasarlar verdiğini öne sürüyor. Bu konulardan bahsederken bizlere adeta nörobiyoloji - nöropsikoloji 101 dersi veriyor ve bir temel atıyor bizim kafamızda. Sadece birkaç dakikalık yaşadığımız aşırı stres veren olaylar bile yaşamımızın seyrini olumsuz yönde etkileyen travmatik durumlara yol açtığından bahseden yazar, bunun sonucunda bireylerin (özellikle çocukluk-bebeklik döneminde yaşandıysa) karşılaştıkları en küçük streslere bile aşırı tepki gösterdiğini söylüyor. Nöropsikolojik tedavi modeli ile (NTM) danışanlarına terapi uygulayan Bruce, hastalarına dil, masaj, konuşma, sosyal beceriler, egzersiz gibi çeşitli terapiler uygulayarak onların verdikleri mücadeledeki gelişimlerini bizlere aktarıyor. Örüntülü tekrara kitabın her bölümünde dikkat çeken ve vurgulayan Bruce, hem çocuklara hem bizlere önemli mesajlar veriyor: 1) Hayatımızdaki sorunları aşıp psikolojik durumumuzu düzeltmeyi ve sosyal becerileri artırmak istiyorsak, iyi olan ve ihtiyacımız olan şeyleri defalarca ama defalarca tekrar ederek hayatımızda kalıcı hâle getirip hem davranışlarımıza hem de beynimize o eylemleri ve ruh halini kazıyacağız. 2) Sevgi her şeydir. İnsanlar sosyal varlıklardır ve birbirlerinin sevgisine, saygısına ve varlığına muhtaçtır. Kadınlara erkeklere ihtiyacınız yok, erkeklere de kadınlara ihtiyacınız yok inançlarını pompalayan ideolojik dünya görüşleri, insanların evrim sürecinde getirmiş olduğu bağlanma ve sevgiyi göz ardı ediyorlar. Doğrusunu söylemek gerekirse kadın erkek fark etmeksizin hepimizin sevgiye, bağlanmaya ve onaylanmaya ihtiyacımız var. 3) Sevgi ve bakım özellikle bebeklik döneminde olmazsa olmazdır. Çocuk kucağa alınmıyorsa, bakımı ihmal ediliyorsa, ihtiyaçları karşılanmıyorsa hayatının ileriki dönemlerinde bilişsel, duygusal bozukluklar yaşaması muhtemeldir. 4) İnsanların iyileşmesi haftada 1 saat psikiyatrla görüşmekle, ilaçları düzenli kullanmakla veya ödevlerini düzenli yapmakla olmuyor. Kişilerin içinde bulunduğu hayat standartlarının kaliteli olması, sosyal veya ekonomik problemlerin yaşanmadığı stressiz bir ortam kesinlikle ama kesinlikle kişilerin yaşamındaki gelişimi tetikleyen en önemli unsurdur. Terapi gören çocuk, ailesinde sorunlar yaşamaya devam ediyorsa, okulda zorbalığa uğramaya devam ediyorsa, ailesi ekonomik sorunlarla boğuşmaya devam ediyorsa gelişimi çok zordur. Biz bu mesajları hayatımızda pratik olarak nasıl uygularız: 1) Bir davranışı veya ruh halini hayatımızda edinmek istiyorsak, o eylemi örüntülü ve düzenli bir şekilde defalarca tekrar etmeliyiz. 2) Sevginin ve saygının önemini bilen, bunlara çok önem veren kişileri çevremizde barındırmalıyız. 3) Bebeklerimizi bebekliğinden itibaren her dönem şefkatle sarıp sarmalamalı ve sevmeliyiz. Özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde ihtiyaçlarını ihmal etmemeliyiz. 4) Hem kendimizin, hem de çocuklarımızın hayat kalite standırdını yükseltmemiz şart. Aksi takdirde hiçbir konuda hayatımızda ilerleme katedemeyiz.
Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk
Köpek Gibi Büyütülmüş ÇocukMaia Szalavitz · Koridor Yayıncılık · 20177,5bin okunma
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.