Bir mezar yapın bana, istediğiniz yerde,
Alçakça bir düzlük ya da yüksek tepelerde;
En kötüsünden olsun, bir mezar yapın bana,
Köleliğin olduğu bir yer olmasın ama.
Mezarım çevresinde, sızıldar kemiklerim
Titreyen bir kölenin adımını hissetsem;
Onun gölgesiyse, sessiz mezarım üstünde
Dönüştürür mezarı, bir kasvet ülkesine.
Rahat edemem ki ben ölüme gönderilen
Bir sürü insanın adımlarını duyarken,
Ve çığlıklarını bir annenin ümitsizce
Bir beddua gibi yükselen, ürperen göğe.
Mümkün mü ki uyumak, bir kamçı gördüğümde
Kanını içen onun, her bir kalkış inişte,
Ve aldıklarında bebesini kucağından,
Koparılmış bir güvercin gibi yuvasından.
Duyduğumda, tüylerim olmaz mı diken diken
Sesini tazının, insanları pençeleyen,
Ve yalvarışlarını tutsakların, boş yere
Yeniden bir kez daha vurulunca zincire.
Görürsem genç kızları, koparılmış anadan
Güzellikleri için pazarlarda satılan,
Kederli bir alevle parıldayacak gözüm,
Utançtan kırmızıya boyanacaktır yüzüm.
Rahat uyurum dostlarım, en temel hakların
Soyulmadığı yerde hiç bir güç tarafından;
Huzur bulur, rahat ederim yattığım yerde
Kardeşlerin köle sayılmadığı her yerde.
Mezartaşı istemem, tantanalı, övüngen,
Yolcunun bakışını bir anda tutsak eden;
Şudur tek istediği, ruhumun, delicesine,
Gömmeyin beni sakın, bir köle ülkesine.
Frances Harper (1825-1911)
AfroAmerikan kadın şair
Çeviren: Ulaş Başar Gezgin