Uygarlığa geç varan bizler
Yüzlerce yılın eksikliğiyle,
Şaşırdık ve hayran olduk siz geldiğinizde,
Ama garip bir his ile.
Yoktu elde avuçta pek fazla, ama mutluluk vardı bizde.
Tatildi hergün bize,
Çünkü insandık hepimiz, yurttaş olmazdan önce.
Vergi mükellefi olmazdan önce,
Olmazdan önce, kiracı, müşteri, çalışan, kilise üyesi.
Nasıl anlayabilirdik ki
Beyaz adamın sert, tartışma kaldırmaz derecelendirmelerini
Kutsal Tanrı ve Meryem totemlerinizi.
Hazretleri, Efendi, Majesteleri ve diğerleri.
Anlayamadık gitti
Sizin garip standardizasyon kültünüzü,
Bu saatlere toplu itaat, zaman çizelgelerine.
Kafamız çorba, merak ettik neden
Bu kadar önemli, acil, hayati olması,
Kravatların, eldivenlerin, ayakkabı boyalarının, üniformaların sizin için.
Yeniydi bizim için, cezaevleri ve yetimhaneler
Kiralar, vergiler, bankalar ve borçkonutlar.
Çok az şeyimiz vardı elde avuçta,
Polis yoktu, yoktu avukat, yoktu komisyoncular da,
Brokerler, finansçılar, trilyonerler, yoktu hiçbiri.
Şaşkına çevirdi tam da bundan, bu yeni şeyler bizi.
Borsalar, hisseler, gayrımenkuller,
Satışlar, yatırımlar, bileşik faizler.
Faydasını gördük elbet, yükseldik göklere,
Yeni bilgiler ile, yeni bir dünya açıldı önümüzde.
Birden yakalanıvermiştik beyaz adamın işlerine.
Kabul ettik minnettarlıkla, sevinç içinde.
Gerekliydi bu, sonuçta.
Ama aklında çıkarma bunu, beyaz adam, hayat mutluluk içinse,
Değiştirmen gereken çok şey var senin de.
Oodgeroo Noonuccal
Çeviren: Ulaş Başar Gezgin