Geldiğinde bana soluk meleği ölümün
Ve güldüğünde başımın üstünde
Bitişi demektir acının ve elemin
Ölü değilim inanın, o zaman işte.
Soğuk etimi özenle kefene sardıklarında
Gözümden aşk gözyaşları döküldüğünde
Beni kara tabuta yatırdıklarında
Ölü değilim inanın, o zaman işte.
Ve çaldığı zaman ağır ağır çan
Kara tabutuma sessizce yöneldiğinde
Zalim gülüşüdür ölümün, titreyen,
Ölü değilim inanın o zaman işte.
Ve ilahi okuduğunda papazlar, kara cüppeli,
Dualar ve tütsü yayıldığında çevremde,
Karanlık yüzlerle ve elemli
Henüz ölü değilim, inanın bana işte.
Harç yığdıklarında mezarım üstüne,
Ve bıraktıklarında beni yalnız döşeğimde,
Ağladığında sevdiklerim içlerini çeke çeke
Yanılmayın sakın ha, ölü değilim işte.
Ama mezarım or’da unutulursa
Gider uçar, hayalim de onunla birlikte
Sevdiklerim umursamaz, geçip giderse
Bilin, asıl o zaman ölmüş olurum işte!
Bedros Turyan (1851-1872)
Çeviren: Ulaş Başar Gezgin