Ayaktayım deniz kıyısında, bakıyorum
Siliniyor kor gibi parlayan seher vakti.
Yuvarlanıveriyor karanlık güz bulutları
Doldurmak için gökyüzünü. Öfkeli, ateşli su yılanları gibi
Atılıyor kir rengi gelgitler, ısırmak için kıyıyı,
Ve zehrin çıkışı gibi, yükseliyor ak köpükler. Oluşturdukça
Kentler, göller ve bahçeler serapları ve geçmiş yaşamları,-
Bir yogi esrikliği, yayılırken dehşet,
Ateşli bir beyinden, şaşırtıcı bir görüntü
Doğar bu gökten ve bu çalkantılı dalgalardan.
Ormanları görüyorum, içlerinde leoparlar,
Sarı ve kara başları kertenkelelerin
Yüzen, gölcüklerde; suaygırları
Hareketli kayalar gibi görünen, çamurlu
Meskenlerinde, budaklı boynuzlarıyla bir antilop,
Uzun boyunlu zürafa, Masailer’in
Sığırlarını otlattığı yeşil çayırlar.
O Masailer ki kuyruğundan çekerler kaplanı,
Kesmek için kılıçlarıyla başını.
İki metre boyundaki Thusiler,
Cirit atarlar, çetin çarpışmada, mızraklar paramparça olduğunda
Atış hızıyla avı vurmadan önce. Ardı arkası kesilmeyen ağır bir vuruşuyla
İlkel bir davulun. Ormanların kadim tekdüzeliği
İşliyor hala, pek de değişmeden.
Sınırı yok yeryüzünün orada, kıyısı yok okyanusun;
Geziniyor hala tanrılar, yeryüzü üstünde; burada zaman
Küçük bir kutuya konulmuş, bileğe bağlanmış değil.
Geri çekiliyor dalga.
Kayalık Sahara’da, otlak yaylalarda,
çiğle sırılsıklam Ruvansori’de
Zebraların oynadığı yerde, Fas’tan Ümit Burnu’na,
Yirmi milyon zihinde,
Karanlık gökyüzünde, yıldırım çizgileri gibi,
İçin için yanıyor bir ateş. Kömür, bakır, demir, altın, elmas,
Platin, uranyum, pirinç, buğday, kakao, sisal:
Hangi zenginliğe sahip değil ki Afrika. Ama orada insanlar
Köle, Zulular ve Pigmeler de; patronları
Beyazlar, başka topraklardan gelmiş beyazlar,
Beş milyon var onlardan. Evet, yerliler, umursamaz.
Uyku sineklerinin verdiği uykunun kurbanılar ve tropik hastalıkların
Ve onları çürütmek için
Dudaklarını ya da burnunu yiyip bitiren cüzzamın,
Yaşamsal organlarında ölümcül solucanlar taşıyan yoksullar,
Açlığın kadavraya çevirdiği insanlar. Ancak düşlerinde
Yemek yemeyi gören insanlar.
Ama ayaktalar şimdi. Naguib’in ayak izleri kaldı
Kumluk kıyılarında Nil’in, Altın Kıyı’da
Tarih yapıyor Nkrumah. Kenya’da
Kapatıldı meşale, mahpus duvarlarıyla
Ama veriyor yine sıcaklığını
Günboyu.
İzsürer Livingstone’un uyanışıyla,
Beyaz adamlar
Alfabe getirdiler vaaz vermek için İsa’nın merhameti
Üstüne. Ama bu, yardımcı oldu onlara, eşitliği ve özgürlüğü öğrenmekte;
Onu bunu cebe indirmek için yapılan savaşları öğrenmekte
Adaletsiz tanrısal takdire karşı bilimin büyük zaferlerini öğrenmek için.
Kibirli Malan’ın gölgelediği dünyanın dörtte biri
Şiddeti besledi, intikamı körükledi.
Afrika, bu anıtsal canavar, Afrika böğürüyor, eğerek
Yüzünü öne. Yankılanıyor Sahara’da kükreme,
Her bir köyde, kasabada ve deniz kıyısında.
Nairobi’nin barlarından birinde, uyanık tutuyor insanı
Beyaz bir koruma, silahıyla,
Çift yivli bir Simi kılıcı sıyırırken
Dışarıda, kara geceyi. Bir başka beyaz adam,
Kongo’da bir Belçikalı,
Giriyor
Odasına ve titriyor kara bir düşmanın yatağının altında beklediği korkusuyla.
Otobüse binmek için, okula gitmek için,
Bir yolda yürümek için, maaş almak için
Yaptığın işe karşılık, ev yapmak için, tarlaları ekmek için,
Sevgiyle birleşilmiş eşin bedeninde ölümsüzleştirmek için ruhunu,
Savaşıyor insanlar; birleşik güçleri
Dolduruyor yavaş yavaş ülkeyi.
Uzak tutmak için siyahları,
Duvar ördüler kendi çevrelerine
Silahlar ve yasalarla. Ya şimdi?
İnsanları hapse atanlar, hapiste şimdi.
Haykırıyor azat olmuşlar, neşe içinde, yumrukları gevşek.
Afrika, uyan, doğa ana,
Kucaklayacaklar ışığı senin kendi çocukların
Ve Ekvator boyunca, zenginlik egemen olacak.
Birlik olacağız biz, farklı olsa da
İnançlarımız ve yaşam biçimlerimiz, birlikte söylenen bir şarkı gibi,
Çiçeklendirecek yaşamı, çabamız.
Kollarım acıyor, bir insanın kelepçelendiği yerde.
Kırbaçlamanın olduğu yerde, benim sırtıma vuruyor kamçı.
İnsanın ayağa kalkma çabasının olduğu heryerde, ben de olacağım. Afrika, bugün
Toprağımsın benim, yaş döküyorum kederinle.
Soldu şimdi sahil, orman ve toprak.
Göz, ileriyi göremiyor artık. Gelgitler
Oluyor ama kalp, güçlü ve
Sakin. Adaletsizliğe karşı savaşmaya çalıştığında bir insan,
Yenilmezim ben, anlam kazanıyor yaşamım,
Çünkü biliyorum ki O, benim.
Afrika, 1955
N.V. Krishna Warrior (1916-1989)
Malayalam şair (Hindistan)
Çeviren: Ulaş Başar Gezgin
George, K. M. (Baş Der.). (1992). Modern Indian literature: an anthology: volume one: surveys and poems. (s. 807-810)