İnsan dünyaya geldi geleli sorunlarla, kavgalarla, çatışmalarla iç içe yaşıyor. Aynı dili konuşuyoruz ama aynı frekansta değiliz. Bir türlü bitmek bilmeyen anlayışsızlıktan, hissedilmeyişten dert yanıyoruz. Hayatımıza yeni kişiler giriyor. Zamanla birbimizi tanıyor, iç dünyamızı açıyoruz. Sevgi, yakınlık, sıcaklık hasıl oluyor. Yerini düşmanlığa, uzaklığa, soğukluğa bıkarak kalplerimiz buz çölüne dönüyor. Sözler kılıç gibi keskinleşerek bağrına saplanıyor birer birer. Gözler namluya, kaşlar gergin yaya dönüşüp; ateş açacak, zehirli ok fırlatacak yer arıyor. Doyurucu uzun soluklu ilişkiler kuramıyor, kolayca tüketilecek nesne konumuna koyuyoruz. İlk fırsatta yerin dibine geçirmek, haddini bildirmek için ucu alınamayan arzularla sinir fıçısından hallice tepkiler sergileyerek hıncımızı kusmanın ateşiyle saldırganlaşıp çirkefleşiyoruz. Hep senin hataların zaten, bütün suç, bütün arıza senden kaynaklanıyor! Ben mükemmelim, kusursuzum, hiç eksiğim yok diye söyleniyoruz lisanı halimizle. Aynaya bakmaktan korkuyoruz; yanlışlarımızla yüzleşemiyor , duygularımızı yönetemiyor, yapmamamız gerekirken yaptıklarımızdan kaçınıyoruz. Çünkü kendimizle hesaplaşmak acı vericidir. Hissedersen, anlarsan değişirsin. Ne gerek var zahmetli işlere! Otoritem sarsılmasın, içimde birikmiş şiddet dürtüsünü boşaltayım yeter. "Ben neden empati yapacakmışım, her koşulda ilgimi ve şefkatimi gösterecekmişim?" düşünceleri daha baştan kaybettiriyor. Muhataplarımızın gözlüğünü takmadan hayata bakmak, olayları çarpık görmemize neden olur. Kızgınlığının, incinmişliğinin, gönlündeki cam kırıklıklarının farkına bile varamayız. Bu da yetmiyormuş gibi üzerine gider, üste çıkmaya çalışırız. Şu an ne hissediyor, böyle davranmasına neden olan düşünce nedir? sorusunu sormak aklımıza gelmez. Odaklandığımız tek şey; haklılığımızı ispat ederek sinirimizi boşaltacak hedef bulmaktır. Kendini ifade edip düşünce ve duygularını; karşımızdakini suçlamadan, yargılamadan, sen dili kullanmadan dile getirmeyip maskeleriz. Sanki söylersek zayıflık belirtisi olacağını düşünürüz. Bu yüzden ağzımızdan çıkanlar, jest ve mimiklerimizin yansıttığı; yalnızca hesaplaşma dürtüsüyle hareket eden emareler taşır. Ses yükseltmeyle, öfkeyle, kızgınlıkla; aşağılama, kendimizi ispatlama, ağzının payını verme yolunu tutarız. Ağız dalaşına girmek, kalplerimizi sıra dağlar gibi birbirinden uzaklaştırır. Anlamlı, doyurucu, sağlıklı ilişkiler kurmak gerçekten istiyor musunuz? Böyle bir derdiniz yoksa kimseyle anlaşamayan, sürekli kavgalarla boğuşan insan olarak kalacaksınız. Problem çözme, anlaşabilme; beceri isteyen, üzerinde çalışılması gereken bir konudur . Günümüzde birçok acı olayın, ayrılığın, sancının, virane gönüllerin sebebi tam da bu yetinın eksik olmasından kaynaklanıyor. Sadece sevgili anlamında ele almayın anlattıklarımı. Anneniniz, babanız, arkadaşınız, işte çalıştığınız kişi, dışardakilerle kurduğunuz münasebetler vs. bütününü kapsıyor. Bu bağlantıların herhangi birinde hem kendimize hem de çevremizdekilere deprem yaşatıyoruz. Aramızı güçlendirmek, güzelleştirmek, sorun yaşasak bile derman olmak; bizlerin uyguladığı, yaşattığı, gündemine aldığı adımlarda yatıyor. İlişkilerinizin daha iyiye gitmesini istiyorsanız, zengin ve doyurucu bağlar inşa etme emeliniz varsa, daha tatminkâr birliktelikler için; sağlam teknikleri, uygulamaları bulabileceğiniz başucu niteliğinde bir kitapla karşı karşıyasınız. Stanford Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalında uzman doktorluk yapan David Burns'un 25 yıllık klinik deneyimine ve 1000'den fazla kişiyle yapılmış bilimsel araştırmalara dayanıyor. Etkili iletişimin sırlarını öğrenebileceğiniz, kullanılan yaygın hataların farkına vararak güçlü bağlar için neler yapılması ya da yapılmaması gerektiğini içselleştirmenizde oldukça yardımcı olacaktır. Hatta kötüye giden bir konuşmada, yıkılan ilişkide yatan sorunların; kitapta anlatılanlarla birebir örtüştüğünü gördüğünüzde ne denli işinize yarayacağını, etkili noktalara parmak basıldığını anlayacaksınız. Kendinize ve etrafınıza bir iyilik yapmak adına, bütün hayatınızı etkileyecek olan "Birlikte İyi Hissetmek" adlı eseri okumasını, okutmasını, bizzat yaşamasını tavsiye ederim. -Kendi hayatımda uyguladığımda olumlu geribildirimler aldığımı ve birçok sorunumu kolaylıkla çözdüğünü söyleyebilirim -

Birlikte İyi HissetmekDavid Burns · Psikonet Yayınları · 2019922 okunma

·

360 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yunus emre açar