Gönderi

Kadınların Mahremsiz Yolculuk Yapmaları.
Soruyu Soran : Cevaplayan : Önder Nar Cevaplayanın Mezhebi: Ekleyen : /2031-12-14 Güncelleyen : /2020-02-01 Cevap Soru: Malum 90 km yolculuk yapan ve üç günden az kalmaya niyet eden kişi seferi sayılıyor ve farz namazlarını iki rekat kılıyor. Bu namazların sünneti kılınır mı? Bir de o zamanlarda yolculuk meşakkatliymiş, insanlar deve sırtında yolculuk yapıyormuş, o yüzden böyle bir kolaylık gelmiş. Simdi ise insanlar yolculuk yaparken hiç yorulmuyorlar dolayısıyla farzın tümünü kılabilirler diyebilir miyiz? Ya da Peygamber (sav) zamanında yol durumu emniyetli olmadığı için kadınlar mahremsiz yolculuk yapamıyorlarmış, şimdi ise uçak ve otobüs var dolayısıyla yol emniyeti var. Kadınlar her yere gidebilir diyebilir miyiz? Zamanın değişkenliği yüzünden şartları kendimizce değiştirmemiz ne kadar doğrudur? el Cevab: Sefer halinde de nafileler ve sünnetler kılınabilir. Seferi olanların namazlarını kısaltmalarının illeti meşakkat değildir. Allah Teala’nın emri ve peygamberimizin açıklaması bu şekildedir. Bu sebeple ulaşım vasıtalarının yolculuk meşakkatini ortadan kaldırması seferilik hükümlerini değiştirmez. Allah’ın size lutfettiği kolaylığı kabul edin. (Lütfen) Allah size kolaylık diliyor. Bakara 185 ayetini ve peygamberimizin Allah Teala kullarının onlara verilen ruhsatları yapmalarından hoşnut olur hadisini hatırlayalım... Kadınların yol emniyeti olsa da mahremsiz yolculuğa çıkması caiz değildir. لا تسافر المرأة إلا مع ذي محرم "Kadınlar mahremsiz yolculuğa çıkmasınlar"[1] hadisi var. Buhari ve Muslim hadisidir. لا يحل لامرأة تؤمن بالله واليوم الآخر أن تسافر مسيرة ليلة إلا معها رجل ذو حرمة منها Yine Allaha ve ahiret gününe iman eden bir hanım yanında bir mahrem olmaksızın yolculuğa çıkmasın... hadisi var. Allah Teala kadınların cihadı olan haccı bile mahremi yoksa kadınlara farz kılmamıştır. Bu çerçeve de siz takatiniz yettiği kadar Allah’ın rızasının olduğu şekilde davranmaya çalışın, takatiniz aşan durumlarda da riskli bir iş yapma durumunda olduğunuzun bilinciyle hareket edin... Her yere gitmeyin tabii... Şartlar değişince hükümlerde değişir ölçüsü; fıkhi bir kural ya da anlatım biçimidir. Kastedilen ise fakihin fetva verirken içinde bulunulan hali ve onun dindeki yerini göz önünde bulundurarak fetva vermesidir. Hamile bir kadın sebepsiz yere çocuğu aldırmak isterse fakih haramdır der. İlgili naslar sebebiyle... Ama annenin sağlığı hayati tehlike sınırlarına ulaştıysa o şartları göz önünde bulundurarak çocuğun aldırılması fetvasını verir. Şartlar değiştiğinde (hükümleri kafasına göre değil efendimizin bilinen emirleri ve uygulamaları ya da ayetlerdeki ilgili hükümleri çerçevesinde) fetvasını değiştirir. Yani fetvaları değiştirmek fakihin işidir. [1] el Buhari, es Sahih h no: 1029; ve Muslim, es sahih h no: 2390; Ebu Davud es Sünen, h no: 1469; Ahmed b. Hanbel, el Musned h no: 4476; el Beyhaki, es Sünen el Kubra h no: 4974
··
574 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Kalbivera okurunun profil resmi
Hadisleri Nasıl Anlamalıyız? Buraya kadar kadın erkek ayırımı yapmadan yolculuk konusundaki kuralları belirleyen hadisleri okuduk. Bu son başlık altında, konunun kadınlarla alakalı yönüne ışık tutan iki hadis görmekteyiz. Birincisinde, kadının mahremi olmaksızın tek başına 24 saatlik bir yolculuğa çıkmasının helâl olmadığı belirtilmekte; ikincisinde ise mahremi bulunmayan bir kadınla yalnız kalınmayacağı ve kadının ancak mahremi eşliğinde yolculuk yapabileceği gibi iki meseleye temas edilmektedir. Kısaca “halvet” de denilen, “birbirleriyle evlenmeleri mümkün olan bir erkekle bir kadının başbaşa kalmaları” meselesini 1632. hadisin izahına bırakıp burada yolculukla alâkalı meseleyi açıklamaya çalışacağız. Yolculuğa ayrılan bu bölümün başından sonuna kadar gördüğümüz hadislerden anlaşılmaktadır ki yolculuk, son derece ağır şartları olan, önemli kurallara sahip bulunan bir konudur. İnsan hayatının hazar ve sefer (ikâmet ve yolculuk) hali gibi iki ana bölümünden birini teşkil eden seferîliğin birtakım özel kuralları olması pek tabiidir. Zira Müslümanın sorumluluğu normal şartlarla sınırlı değildir. Müslüman hayatın her safhasında sorumlu ve İslâm’ın kurallarına uymakla yükümlüdür. Öte yandan nasıl ikamet hali erkek-kadın her cins için aynen geçerli ise, sefer hali de aynı şekilde her cins için gerekli ve geçerli bir durumdur. Buraya kadar tetkik ettiğimiz hadislerde, erkek-kadın ayırımı yapılmadan hükümler ortaya konulmuştu. Burada ise özellikle hanımların seyahat esnasında erkeklerden farklı olarak dikkate almaları lâzım gelen bir hususa işaret edilmektedir. O da yola çıkacak olan kadının yanında kocası yoksa, kendisiyle evlenmesi mümkün olmayan bir erkeğin bulunmasıdır. İkinci hadiste mesele, “Hiçbir kadın yanında mahremi bulunmaksızın (tek başına) yolculuğa çıkmasın” ifadesiyle genel bir kural olarak ortaya konulmuştur. Bu genelliğe bakılınca yolculuğun hac, umre ve cihad gibi farz nitelikli olmasıyla, nâfile olması arasında hiçbir fark yoktur. Bütün yolculuklarda hanımların yanında bir mahremleri olması gerektiği anlaşılmaktadır. Hanefîler bu görüştedir. Gerekçeleri de bu hadistir. Özellikle hadisin son kısmında, hanımı hacca gitmekte olan ve fakat kendisi cihad için orduya yazılmış bulunan bir sahâbîye, Hz. Peygamber’in, hanımına refâkat etmesini tavsiye buyurması, hac yolculuğunun da mahremsiz yola çıkmama yasağına dahil olduğuna delil kabul edilmiştir. Şâfi ve Mâlikîler’e göre ise, konu ile ilgili hadislerde hac zikredilmemiştir. Söz konusu yasak vâcip olmayan yolculuklar için geçerlidir. Hac ise, farzdır. Kendisine hac farz olan bir kadın, yanında mahremi olsun olmasın, bulunduğu yer ile Mekke arasında kaç günlük mesafe bulunursa bulunsun yalnız başına hacca gidebilir.
Kalbivera okurunun profil resmi
Temelde kadını koruma, herhangi bir tehlikeye mâruz kalmaması için önceden tedbir alma niteliğindeki bu kural, tarih boyu değişen şartlara rağmen gerekliliğinden, tabiiliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Büyük mahrumiyet ve sıkıntıların, alışılmışın dışında şartların söz konusu olduğu yolculuklarda, kadın ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kendisine serbestçe yardım edebilecek bir akrabasını bulursa son derece rahat edecektir. Yolculuğun sıkıntıları onun için büyük ölçüde hafifleyecektir. Bu, dün böyle olduğu gibi bugün de böyledir yarın da aynı şekilde olacaktır. İmkânlar ve şartlar değişebilir ama insanın yaratılıştan getirdiği duyguları ve ruh hali asla değişmez. Bu sebeple, kadınlar için hadislerin belirlediği bu şartı, kadının seyahat hakkına getirilmiş bir kısıtlama olarak değerlendirmek mümkün değildir. Aksine bu şart kadının huzurlu bir şekilde seyahat etmesinin gereğidir. Bazı ilim adamları, günümüz şartlarının değiştiği seyahat imkân ve vasıtalarının emniyet içinde yolculuğa müsait hale geldiği gerekçesiyle, artık kadının yalnız başına otobüsle şehirlerarası yolculuk yapabileceğini ileri sürmekte iseler de (meselâ bk. Yûsuf Kardâvî, Sünneti Anlamada Yöntem,(trc. B. Erul) s. 143-144, 1. baskı) fıtrî ve tabiî olanın tercih edilmesi daima en doğru hareket tarzıdır. İhtiyat bunu gerektirir. Din, genel, tabii ve fıtrî olanı dikkate alır. Tehlike ihtimalinin azalması, memnuniyet vesilesi olmakla birlikte, mezkûr tedbirlerin lüzumsuz olduğunu göstermediği gibi onların kaldırılmasını da gerektirmez. Kaldı ki yolculuk, özellikle hanımlar açısından hâlâ ciddî hassasiyetleri olan bir konudur. “Bir kadının yalnız başına Hîre’den kalkıp Ka’be’ye kadar geleceği günlerin yakın olduğunu” bildiren hadis (bk. Buhâri, Menâkıb 25), İslâm’ın sağlayacağı güven ortamının boyutlarını bildirmektedir; yolculukla ilgili bir hüküm getirmek amacına yönelik değildir. Bu sebeple de bu iki hadis arasında herhangi bir çelişki yoktur
Kalbivera okurunun profil resmi
Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Bir kadının, yanında kocası yoksa kendisiyle evlenmesi haram olan bir yakını bulunmadan yolculuğa çıkması yasaklanmıştır. 2. “Mahrem” sözü evlenmesi haram olan herkesi içine alır. (Sadece İmam Mâlik, kadının üvey oğluyla -”mahrem” olmasına rağmen- yolculuğa çıkamayacağı görüşündedir.) 3. Mahremsiz yola çıkmamak hükmüne bütün kadınlar dahildir. Çok yaşlı hanımların tek başlarına yolculuk yapmalarında sakınca görmeyenler varsa da “Her düşeni bir kapanın bulunacağı” dikkatten uzak tutulmamalıdır. 4. Kişinin haccetmek isteyen karısını hacca götürmesi, farz-ı kifâye cinsinden olan cihada iştirak etmesinden önceliklidir. 5. Hanımları yalnız başlarına yolculuğa bırakmamak için baştan fedakârlık göstermek,  sonradan pişmanlık duymaktan çok iyidir. 6. İslâm getirdiği esaslarla hayatın her alanını güvence altına almıştır. Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.