Gönderi

336 syf.
2/10 puan verdi
Paula Weston
Paula Weston
'ın kaleme aldığı Refaim serisi dört kitaptan oluşuyor. Refaim serisi sırasıyla
Gölgeler
Gölgeler
,
Sis
Sis
,
Işıltı
Işıltı
,
Ateş
Ateş
kitaplardan oluşmaktadır. Gaby Winters yaklaşık bir yıl kadar önce ikiz kardeşi Jude’u ile trajik bir trafik kazası geçirmiştir, kazadan kendisi şans eseri kurtulmuş olsa da ikiz kardeşi Jude’u trafik kazasında kaybetmiştir. Gaby’nin kazadan kalan birçok yarası iyileşmiş olsa da acısı hâlâ ilk günkü gibi tazeydi fakat kâbusları bitmiyordu. Kazadan önceki hayatının büyük bir kısmını hatırlamakta zorluk çeken Gaby neredeyse her gece kâbuslarında iblislerle ve cehennemin diğer yaratıklarıyla savaştığını görüyordu. Bir gün barda karşısına iblisler ve cehennemin diğer yaratıklarıyla savaşırken kâbuslarında gördüğü Rafa çıkıyor. Rafa, sadece kâbuslarında sık sık gördüğü çocuk değildi. Aynı zamanda ikiz kardeşi Jude'la da bir geçmişleri olduğunu iddia ediyordu. Gaby, hayatı ve kendi hakkında bildiğini düşündüğü gerçeklerin sadece birer yalan olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştı ve bulması gereken gerçekler kâbuslarındaki gölgelerde gizliydiler. Rafa kimdi? Refaimler kimlerdi? Ve en önemlisi Gaby kime güvenebilirdi? Kitap ile ilgili önüme denk gelen incelemeler veya inceleme videoları genel olarak sevildiği yönündeydi. Hatta bayağı övgü dolu incelemelere denk geldim fakat övüldüğü kadar ahım şahım bir yanı yok, belki de bu tarz romanları okurken fazla mantık aradığım için sıkıntı çıkıyor olabilir ama sıkıntı sadece romanın konusuyla alakası yoktu. Yazım dilini beğenmedim. Kitap tamamıyla şimdiki zaman eki ile yazılmıştı ve bu durum oldukça rahatsız edici bir durumdu. Okurken diline alışmam biraz zor oldu. İlk altmış sayfa kadar sıkılır gibi oldum, hatta elimde sürüneceğini bile düşündüm. Olaylar çok acemi bir şekilde anlatılmıştı, şimdiki zamanla yazılmış olmasını geçsem bile düzgün birkaç betimleme bile yoktu. İlk elli sayfayı okurken romanın boşluklarla ve soru işaretleriyle dolu olmasını normal karşılıyorum ama konu ve anlatım dili yüzünden beni doğru düzgün kendine çekemedi. Dediğim gibi anlatım kısmında sıkıntı var, betimleme başlı başına tam bir sıkıntılıydı. Gaby iç dünyasını tam olarak betimlenmemesi falan hiç hoşuma gitmedi. Gaby tanımadığı birkaç kişi tarafından olağanüstü bir şekilde ağaçtan ağaca fırlatıyor, Rafa birkaç kişiyi olağanüstü bir şekilde hırpalayıp dövüyor, Gaby'nin yaraları çok hızlı bir şekilde iyileşiyor ama yanındaki arkadaşı Maggie ve onun erkek arkadaşı olayı oldukça normal karşılıyordu. Hadi erkek arkadaşı Jason anlayabiliyordum, spoiler olur diye bu ayrıntıyı vermeyeceğim fakat Gaby'nin arkadaşı Maggie için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Tamam aşırı normal karşılamıyor fakat buna göre vermesi gereken tepkiyi vermiyordu. Belki de bunun sebebi romanı Gaby'nin gözünden okuduğumuz için kaynaklanan bir sorun olabilir çünkü Gaby'nin gözünden okuduğumuz için diğer karakterlerle çok fazla içli dışlı olamıyoruz fakat yine de Gaby'nin kendi duygularını, iç dünyasını bile doğru dürüst okuyucuya geçmediğinden bu kısmında büyük bir sıkıntı vardı. Anlatım ve duygular düzgün bir şekilde betimlendiğini düşünmüyorum. Gaby'nin Rafa'ya ilk anda güvenmesi falan çok saçma gelse de bu duruma pek bir yorumda bulunmayacağım. Son kısımları aksiyon bir tık yükseldi. Bilmiyorum, kitaplarda dinsel olayları farklı bir bakış açısıyla kurguya dahil etmeleri benim hoşuma gitmediğini fark ettim. Bu tarz konularla karşı karşıya kaldığımda mantığım devreye giriyor ve düşündükçe bu durum mantığımla çakışıyordu. İblislerin ve meleklerin konu edildiği kitaplar bana göre değil, çocuk kandırırmış gibi geliyordu ya da kurgunun içinde boşluklar ve yazım dilinden dolayı kitap bu yönden beni içine çekememiş olabileceğini düşünüyorum. Ama tabii ki bu tarz konularda mantık arayacak değildim, sonuçta fantastik bir kitap. Konu tamamıyla bu durum üzerinden geçiyor olsa da bu ayrıntıyı yok sayıp mantık aramaktan vazgeçerek okumaya devam ettim fakat yine de romanın oldukça eksik kısımları vardı. İlerleyen kısımlarda yaşanan aksiyon dolu yerlerde bile betimlemenin yokluğu bariz bir şekilde kendini belli ediyordu. O kısımlarda bir ara tam olarak ne olduğunu kavrayamadım. Neden bilmiyorum ama betimleme benim için önemli bir ayrıntı olduğu için sürekli tekrar etme gereği duyuyorum, okuduğum kitaplarında bunun eksikliğini yaşadığımda kitabı konu olarak sevsem bile bu durumun eksikliği benim için çoğu şeyi silip yok ediyordu. O yüzden bir kitapta betimlenme yok ise benim için sıkıntı oluyordu. Gölgeler romanı belki bir nebze betimlemeler ile süslenmiş olsaydı bir tık daha sevebilirdim. İlk yüz sayfa içine çekmese de sonradan tempo yükseldi. Bu romanı belki 14-15 yaşlarımda okumuş olsaydım hoşuma gidebilirdi çünkü o yaşlarda kitap okurken bu zamandaki kadar mantık aramadan biraz sırf okumak için okuyan biriydim. O yüzden tavsiye edebileceğim bir roman değil ama kafanızı dağıtmak için veya kafanızı çok yormayacak bir kitap okumak istiyorsanız belki okumaya başlayabilirsiniz. Ama tabii seri kitabı olduğunu göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Seriye devam edip etmeme konusunda bir tık kararsızım ama bu kitapta havada kalan soruların cevaplarını merak ettiğim için devam edebilirim. Okumayı düşlenenlere şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Gölgeler
GölgelerPaula Weston · Yabancı · 2015455 okunma
·
157 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.