Gönderi

Deizm Nedir?
Deizm, "her türlü vahyi, ilhamı ve dolayısıyla vahyin bildirdiği Allah'ı, dini, takdiri inkâr ederek sadece akıl ile idrak edilen bir Allah'ın varlığını kabul eden ve teşbihi (insana benzetmeyi), teslisi (üçlü Tanrı anlayışını) reddeden felsefi okul" olarak tarif edilmektedir. (Felsefe Doktrinleri ve terimler sözlüğü) Deizm, Avrupa'da Hristiyanlığın hâkim olduğu bir çevrede kiliseye karşı tepki olarak ortaya çıkmış felsefi bir düşüncedir. Bu nedenle peygamberlere ve kutsal kitaplara yönelttikleri eleştiriler de kilisenin tavrından bağımsız değildir. Buna ilave olarak tek tip bir deizmden bahsedebilmekde mümkün görünmemektedir. Kâinatı mükemmel şekilde yaratan ancak kâinatla bağlantısı olmayan bir Tanrı'yı kabul eden deistler olduğu gibi; Tanrı'nın evrenle ilgilendiğine inanmakla birlikte ahlâkî alanla Tanrı'nın ilgilenmediğine inananlar da bulunmaktadır. Tanrı'nın ahlâkî sıfatlarınıda kabul eden ancak bunların Tanrı ile insan arasında bir işlevselliğinin bulunmadığına inanan deistler vardır. Bazı deistler ise dini hakikatleri kabul etmekle birlikte, bunların "aklın süzgecinden geçirilmesi" gerektiği kanaatindedirler." Deizmde "tabii din anlayışı" fikri savunulur. Deizm, kurumsal dinleri insanları iman tartışmaları üzerinden parçaladıkları ve akıl gibi insanı insan yapan yetilerini âtil håle getirdikleri iddiasıyla eleştirmektedir. Deizmde akla daha çok vurgu yapılmakta, ödül ve ceza anlayışı eleştirilmektedir. Akıl ve vicdanın insan hayatındaki rolü elbette çok önemlidir. Ancak, Deizmde her ikisine de hak ettiğinden daha fazla değer verildiğini görmekteyiz. İnsanın bir de kişisel arzu ve isteklerinden oluşan yönü vardır. Dolayısıyla arzuların tatmin edilmesi için vicdanın bastırıldığını, aklın da bu durumu meşrulaştırıcı bir fonksiyon üstlenebildiğini sosyal hayatta çokça görmekteyiz. Yaratan ama yarattıklarına müdahale etmeyen bir Tanrı düşüncesi, onun hikmet, adalet, merhamet gibi sıfatlarının da yok sayılması anlamına gelmektedir. Tanrı’nın peygamberler ve kitaplar yoluyla yaptığı rehberliğin reddedilmesi, insanları büyük bir nimetten mahrum etmektedir. İnsan aklı mükemmel değildir, hata yapabilir ve yanılabilir. Ancak her şeyi bilen ve gören Allah’ın hata yapması mümkün değildir. Bu nedenle, insanın aklından ziyade Allah’a teslim olması, kendisini güvende hissetmesini sağlar. Diğer taraftan Deizm, “İnsan hayatının anlamı ve amacı nedir?” sorusuna cevap vermekten ve insan için büyük idealler ortaya koymaktan acizdir. Deizm, ahiret inancını reddederek insan hayatını sadece dünya ile sınırlandırdığı için insanın ufkunu da daraltır. Biz Müslümanlar, âlemleri mükemmel şekilde yaratan ve her an yaratmaya devam eden tek ve bir olan Allah’a iman ederiz. Hikmet sahibi olan Rabbimiz bizi dünyaya bir amaç için göndermiş ve bu amacı da peygamberleri ve kutsal kitapları yoluyla bize bildirmiştir. Peygamberlerini en güvenilir insanlar arasından seçmiş ve onlar vasıtasıyla bu dünyada nasıl yaşarsak hayatımızın amacını gerçekleştireceğimizi bizlere öğretmiştir. Peygamberlerin hayatları incelendiğinde onların Allah’ın birliğine inanmaya ve bu inancın gerektirdiği şekilde erdemli yaşamaya çağırdıklarını görürüz. Aynı zamanda peygamberlerin hepsi tebliğ ettikleri hakikatlerin­ de ilk uygulayıcısıdırlar. Bu nedenle biz Müslümanların peygamberlere güvenmek için pek çok gerekçemiz vardır. Deizm felsefesinin kabul ettiği bilgi kaynakları ise, peygamberlerin hepsi tebliğ ettikleri hakikatlerin­ de ilk uygulayıcısıdırlar. Bu nedenle biz Müslümanların peygamberlere güvenmek için pek çok gerekçemiz vardır. Deizm felsefesinin kabul ettiği bilgi kaynakları ise, peygamberlerin ve kutsal kitapların güvenilir olmadığını ispat etmek için yetersiz kalmaktadır.
··
486 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.