Gönderi
Vicdani ve Manevi Pranga
Pranga ile bir mecburiyete bağlanmak... Üstelik bu mecburiyet; yüzyıllardır süregelmiş, daha önce hiç sorgulanmamış, belki sorgulanmaya cesaret dahi edilmemiş evrensel bir değer ise insan için yıpratıcı ve oldukça zorlu bir sınav olduğuna bu eseri okurken şahit oluyoruz. Eserin yaratıcısı olan Zweig'ın de savaş karşıtı ideolojilerini de göz önünde bulundurduğumuzda, bu kısa öykünün bizde oluşturacağı etkiyi genişletebiliriz.
Problemleri başımızdan geçici olarak savmak, tıpkı yürümemizi engelleyen, yolumuzu kesen bir kar yığınını yalnızca itelememize benziyor. Biz iteledikçe kar yığını yerdeki karları da üzerine alarak daha da büyüyor, en sonunda üzerimize yuvarlanıyor ve bizi ezip geçiyor. Kazanan kocaman bir çığ oluyor. Problemi çözüme kavuşturduğumuzu zannederken aslında problem daha da büyüyor. Devasa boyutlara ulaşıyor.
Bu novellayı ben kendi içerisinde üç kısma ayırdım. İlk kısım yukarıdaki paragraftan ibaret. Askerliğe gitmeme cesaretini gösterebileceğini kendi kendine inandırmış bir insanın, askerlik çanları çaldığında; yani mektup eline ulaştığında yaşadığı dramı anlatıyor ilk kısım. Kendi içerisindeki psikolojik davranışların betimlemesi çok hoş, Zweig'ın bir Freud okuru olduğunu da göz önünde bulundurduğumuzda bu yorumun oldukça mütevazı kaldığını söyleyebilirim. Özellikle konsolosluk ile görüşmek için beklediği kısa vakit aralığında zihninde eşsiz, belki de tıkır tıkır işleyecek planı kurup; söyleyeceği cümleleri, alacağı olası yanıtları dahi sıralamasına rağmen, sıra kendisine geldiğinde, konsolos ile aynı atmosfer içerisine girdiği an planın p'sini bile uygulayamaması beni çok etkiledi.
İkinci kısım ile eşinin kendisini uyandırmaya çalıştığı kısım. Eşi çok güçlü bir karakter ve kendi doğrularını haykırmaktan bir adım dahi atmayan bir tip.
"Vatan görevi" ve "hayat" ikileminde; korkusundan mütevellit adeta bir robot gibi, kendi için en kötüsü olduğunu bile bile vatan görevini seçmesi de büyük bir vicdan prangasının örneğidir.
Üçüncü, yani uyanış kısmı en eşsiz kısım ve burası hakkında bir inceleme yapamıyorum. En azından yazıya dökemiyorum. Sanırım kitabı biraz sindirmeden bu incelemeyi girdiğimden ötürü olsa gerek.
Kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.
·
65 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.