Alıntı
*Hazreti Zeyneb Bint Ali*
Kimse demesin nefsi için dünyada benim çok derdim var çok üzüntüm var.
Dedesi Resulullah efendimizin vefatını s.a.v ,Annesi hazreti Fatimatül Zehra annemizin r.h vefatını ,babası imam hazreti Ali k.v efendimizin şehit edildiğini ,Kerbela’da hazreti hasan hazreti hüseyin efendilerimizi evlatlarını bütün ehli Beyt i bütün sevdiklerinin hunharca şehit edildiklerini dünya gözüyle görmüş olması ve bu dünyada tek başına kalmış, zalim munafık yezit e zalimlere karşı korkusuzca hakkı söyleyip Allah u ekber diyerek kıyam eden hazreti zeyneb annemizin acısı yanında bizim çektiğimiz sıkıntı ve acılar denizde bir katre kalır. Başımıza bir sıkıntı ve üzüntü geldiğinde hazreti zeyneb annemizi hatırlayalım ehli beyt in güzel yaşantısını mücadelesini hayatımıza örnek alalım inşallah.Ehli Beyt i sevelim,ehli beyt e maddi manevi sahip çıkalım bu Allah c.c ve Resulullah efendimizin emridir.her müslümana farzdır.ehli Beyt ile omuz omuza islam sancağını dünyanın her yerine dikelim inşallah.
Kerbela’da yaşananlar, şehid olanlar ve bu zulme karşı direnlerle birlikte şahit olanlar da var. Şüphesiz bu isimlerden en kederli olanı kuşkusuz Hazreti Zeynep idi. Hazreti Zeynep’in yüreğine saplanan kederle birlikte, omzunda da ağır bir vazife vardı. Bu söyleşimizde Hazreti Zeynep’i konu edeceğiz.Kerbela’da yaşanan katliamı ve öncesini başka söyleşilerimizde ele aldık, dolayısıyla tekrara girmemek ve yaşananları farklı açılardan ele almak istiyorum. Hz. Zeyneb’i her kes bilir, ancak içinde bulunduğumuz toplumun fazla tanımadığını düşünüyorum. Kerbela’da neler oldu kısmına geçmeden önce Hazreti Zeyneb’i tanımak isteriz;
*hazreti Zeyneb kimdir?*
*Rivayet edilir ki, Hz. Fatıma ( r h) hicretin 6. yılında Cemadiulevvel ayının 5’nde bir kız çocuğu dünyaya getirdi… Bebeği babası hazreti Ali ( k.v )’ın yanına götürerek bir isim koymasını istedi.. hazreti Ali ( k.v ): Bu konuda Resulullah ın ( s.a.v ) önüne geçemem diye buyurdu… Bunun üzerine Hz. Fatimatül Zehra annemiz bebeği alarak babasının yanına geldi ve ona bir isim koymasını istedi..*
*O sırada Cebrail a.s nazil oldu.
__ Ey Muhammed ( s.a.v ).. Bu çocuğun adını *Zeynep* koy,zira bu ismi Allah c.c bizzat onun için seçti…hazreti Zeynep.r.h. babasının süsü, babasının ziyneti…Hz. Fatıma ( r.h ) ve İmam Ali ( keremallahu vechehu )’nin ahlak, ilim, iffet ve izzet hanesinde büyüyen, Peygamber efendimizin s.a.v ilk kız torunudur…Özellikle kardeşi imam Huseyin ( r.h )’a düşkünlüğü ile tanınmıştır, ki bu bağlılık bu düşkünlük O’nun ileride kardeşinden ayrılmayıp Kerbela çöllerine Onunla birlikte gitmesine sebep olacaktır…
*Seyyide Zeynep, Hitabetini hazreti Ali’den, iffetini hazreti Fatıma’dan, sabrını hazreti Hasan’dan ve cesaretini imam Huseyn’den miras alan Kerbela kıyamının elçisidir.*
Hz. Zeyneb’in ( r.h ) Kerbela faciasından önceki hayatı çok fazla gündem edilmemekte, tarihte bu konuyla alakalı çok fazla bilgi bulunmamaktadır..
Ama aslında O’nu hazreti Zeynep yapan ve Kerbela’daki bu onurlu role hazırlayan Onun Kerbela vakıasından önceki yaşamı ve faziletleridir, ki özellikle kadınlar için , çocuk yetiştirme, sabır, itaat, ahlak vs... ve daha bir çok konuda Onun hayatının her karesi, muazzam bir ders niteliğindedir..
*Yaşantısıyla örnek biri olmakla birlikte, Kerbela faciasından sonra da kıyam ve direniş önderlerinden biridir. Hz. Zeynep Kerbela’da neye tanık oldu?*
*Kerbela denilince İmam Hüseyin’den sonra ilk akla gelen isim şüphesiz Seyyide Zeynep’tir. Hazreti Zeynep Kerbela’da güzelliğe şahitlik etmiştir. Sabrın güzelliğine, vefanın güzelliğine, teslimiyetin, rızalığın, mücadelenin, haksızlığa boyun eğmemenin ve izzetli yaşamanın güzelliğine… Kulluk sorumluluğu yalnızca erkekler için değildir, bir yerde zulüm varsa haksızlık varsa ve bunun karşısında hak ile çırpınmak gerekiyorsa bu hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir. Hz. Zeynep’te bu kulluk sorumluluğunun bilincinde olduğu için, İmam Hüseyin’le birlikte aynı hedef üzere ve aynı amaçla yola çıktılar. Hem İmam Hüseyni’n bacısına izzetle mücadele varken zilletle evde oturmak yakışır mıydı?*
Eğer o gün hazreti Zeynep Kerbela’da olmasaydı ne orada dökülen kanların manasını, ne orada verilen hak ve batıl savaşını ve ne de oradaki mesajı günümüze taşıyacak kimse olmayacaktı. Belki Kerbela, Kerbela’da kalacaktı eğer hazreti Zeynep olmasaydı..
*Bütün sevdiklerini çölde bırakan hazreti Zeynep esir düştü ve zalim Yezit’in sarayına götürüldü. Ancak esir bir kadından ziyade, bambaşka bir hazreti Zeynep vardı sarayda… Bize biraz da bundan bahsedebilir misiniz?*
Aslında Seyyide Zeyneb’in üstlendiği asıl rol, Kerbela’da İmam Hüseyni’n şehadetinden sonra başladı diyebiliriz. İnsanlığa kara leke sürülen o an, Şimr’in İmam Hüseynin başını bedeninden ayırdığı o an,hazreti Zeynep kardeşinin yanına koşarak..
*Ey Muhammed.. Bu Hüseyin’dir kanına boyanmış ve doğranmış. Bunlarda senin kızlarındır esir edilmiş. Bu zalimleri Allah’a, Muhammed Mustafa’ya, Aliyel Murtaza’ya, Fatıma’tüz Zehra’ya şikayet ediyorum. Bu sözlerden sonra hazreti Zeynep ve Ehlibeyt ailesinin kadınları ve çocukları esir edilmiş elleri zincirlenmiş, Yezit’in sarayına götürülmüşlerdi. hazreti Zeynep, Kerbela’da kardeşinin, evlatlarının ve kardeş çocuklarının şehadetlerine şahit olmuş ama o asil ve İslami duruşunu asla bırakmamıştı. Bugün dünyada kaç kadın çıkar, onca belaya ölümlere musibetlere şahit olsun ama buna rağmen o Haydari duruşundan ödün vermeden zalim Yezit’in sarayını titreten konuşmalar yapsın. Kaç kadın çıkar şirkin ve zulmün çirkinliğini herkese anlatsın, Kerbela vakıasını tarihlere taşısın. Bugün günümüzde biz kadınlar aynı durumda olsaydık acaba İslam’ın bekası mı önceliğimiz olurdu yoksa evlat acısı, kardeş acısı gibi meseleleri mi ön plana çıkarırdık. Zalim munafık Yezit hazreti Peygamber in s.a.v ailesini esir etmekle gururlanıp zafer çığırtkanlığı yaparken, hazreti Zeynep babası hazreti Ali’den aldığı cesaret ve yiğitlikle yezitin karşısına dikilip şu sözleri söylemişti.*
*Zulmetmekte olanlar nasıl devrileceklerini pek yakında bileceklerdir ( Şuara 227 ).*
*zalim munafık Yezit, esirler gibi bizi şehir şehir dolaştırarak bizi rezil ve kendini aziz kıldığını mı sanıyorsun…*
*Bu şekilde kıymetinin arttığını mı sanıyorsun. Sevinme, pek yakında Allah’ın huzuruna çıkacaksın ve diyeceksin ki keşke kör olsaydım dilsiz olsaydım da bu günü görmeseydim. Ey yezit sen bizim dünyamızı kararttın biz ise senin ahiretini..*
*Bütün bu yaşananlardan sonra hakkıyla bilinmeyen bir Zeynep var. Ehl-i Beyt toplumu tarafından son derece önemli bir yeri olan Hazreti Zeyneb, İslam dünyası bu hakikati pek göremedi diyebilir miyiz?*
Evet, İslam dünyasında hakkıyla bilinmeyen hakkıyla tanınmayan bir hazreti Zeynep r.h var.
*Hazreti Zeynep’i tanımak için önce annesini tanımak gerekir çünkü… Eğer bugün İslam ümmeti hazreti Fatıma annemizi hakkıyla tanımış olsalardı, Ona en çok benzeyen şahsiyeti, hazreti Zeynep’i de tanıyacaklardı. Hazreti fatıma tül Zehra alemlere rahmet Muhammed Mustafa’nın ( s.a.v ) kızıydı, Hz. Zeynep de o rahmet kapısının anahtarı hazreti Ali efendimizin kızı. Hazreti Fatıma’nın annesi mü’minlerin annesi olan hazreti Hatice’tul Kubra idi r.h hazreti Zeynep’in annesi de Onun rızalığı Allah’ın rızalığı olan hazreti Fatıma’tüz Zehra idi.hazreti Fatıma, Peygamber efendimizin terbiyesiyle büyümüştü, hazreti Zeynep de peygamber efendimizin varisi ve vasisi olan hazreti Ali efendimizin k.v terbiyesiyle büyümüştür.*
Hazreti Fatıma iki oğlunu hazreti Hasan ve hazreti Hüseyni Allah yolunda feda etti. Hazreti Zeynep de iki oğlunu Kerbela’da aşura günü Allah yolunda kurban verdi. Nasıl ki hazreti Fatıma olmasaydı Gadir-i Hum, Gadir-i hum’da kalırdı, hazreti Zeynep de olmasaydı Kerbela Kerbela’da kalırdı.
Ama gelin görün ki cehenneme odun taşıyan kadının evlatları, o gün cennet hanımlarının evlatlarını Şam’a götürüyorlardı..
*Özelikle hanımlar için örnek teşkil edecek bir karakter. Fakat her ne hikmetse hanımların yaşamında fazla yer edinmediği görülüyor. Siz buna katılıyor musunuz? Katılıyorsanız haxreti Zeynep r.h hayatın neresinde olmalı?*
*Hz.Zeynep ( r.h ) yalnız kadınların değil erkeklerde dahil tüm müminlerin hayatlarının her alanında olmalı.* Çünkü Hz. Hüseyin’in, zillet altında yaşamaktansa izzetlice ölümü tercih ederim sözünü taşıyan o izzet bayrağını hem kadınlara hem erkeklere ulaştırma çabasındaydı hazreti Zeynep. Ama maalesef o gün hazreti Zeynep korkusuzca Yezit’in yüzüne gerçekleri haykırırken, bugün kadınlara susmak layık görülmüş. Evleri kadınların zindanları olmuş, kadınlar her türlü toplumsal olaylardan, sosyal meselelerden uzak tutulmuştur. Hangi tarafta yer alacaklarını, olaylar karşısında nasıl bir tavır sergileyeceklerini bile bilemez bir hale getirilmiştir bugün kadınlar…
Dilerim Hz. Zeynep’in o özgürlükçü ruhundan, haksızlık karşısında sergilediği o dimdik duruşundan Rabbim tüm kadınlara ve erkeklere nasip etsin..
Dilerim Hz. Zeynep’in taşıdığı o sancağı layığıyla taşımamızı ve Onun Kerbela’dan günümüze kadar ulaştırdığı mesajı hakkıyla anlayıp hayatımıza geçirmemizi nasip etsin Rabbim inşallah.
··
568 görüntüleme
Âminn..
Çok uzun ama bir o kadar da güzel bir yazı.
Allah razı olsun.
Bu hassasiyet ile okuyanların sayısını mevlam artırsın
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.