#1001kitap~~~
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar SIR VIDIADHAR SURAJPRASAD "VS" NAIPAUL, 1932'de Trinidad' da doğdu. Britanya İmparatorluğu sömürgeciliğini irdeleyen romanlarıyla tanınan yazar, 1950'de burslu olarak İngiltere'ye gitti. Oxford Üniversitesi'nde geçirdiği dört yılın ardından yazmaya başladı ve o günden sonra başka 1işle uğraşmadı. J.M. Coetzee'nin "modern İngiliz edebiyatının ustası" diye tanımladığı Naipaul, Booker, Kudüs ve David Cohen gibi ödüllerin yanı sıra 2001 Nobel Edebiyat Ödülü'nü de kazandı...
~~~Dünya böyledir; 1hiç olanların, hiç olmaya boyun eğenlerin dünyada yeri yoktur.~~~ efsane giriş cümlesiyle başlayan kitaplar arasında yerini almıştır bu cümlesiyle :))) Afrika'daki diğer ülkeler gibi, bağımsızlığın ardından 1takım sorunlar yaşayan, büyük nehrin dönemecindeki kasaba hayatiyetini kaybetmiş gibiydi. Burda, içeri girmek mesele değil. Esas zor olan dışarı çıkmak, zira Afrika'nın iyice içlerine girdikçe -fundalıklar, çöl, kayalık dağ yamaçları, göller, ikindi yağmurları, çamur, dağların daha nemli yamaçlarında eğrelti ve goril ormanları, iyice içlere girdikçe, "Bu çılgınlık. Yanlış yöne gidiyorum. Bunun sonunda yeni 1hayat olamaz," diyip, her gün kat edilen mesafe büyük 1başarı gibi, kazanılan her başarı geri dönmeyi zorlaştırarak, geçmişte kölelerin de aynı şeyleri yaşadığını, merkezden ve kabilelerinin bölgesinden uzaklaştıkça kervanlardan ayrılıp memleketlerine kaçma şansları azaldığında etraflarında gördükleri yabancı Afrikalılardan daha fazla ürkmeye başlarlardı; öyle ki yolculuğun sonunda hiç sorun çıkarmadan gemilere bindirilip denizaşırı güvenli yuvalara götürülmek için can atar hale getirilirler. Evinden uzaklarda 1köle gibi ben de gideceğim yere ulaşmak için can atıyordum. Yolculuğun getirdiği yılgınlıklar arttıkça yeni hayatıma kavuşmak için daha da bastırıyordum diyerek ilk sayfalardan güzel 1kitap okuyacağımı düşündüm, Afrika gerçeklerine dair. BüyükAdam'ın sunduklarından insanların kafası karışarak en başa dönmeye karar verilir.
"Sahil tam anlamıyla Afrikalı sayılmazdı. Arap Hintli-İranlı-Portekizli karışımı 1yerdi ve orada yaşayanlar aslında Hint Okyanusu insanlarıydık. Gerçek Afrika bizim arkamızdaydı. Kilometrelerce çöl ve fundalık bizi iç kesimlerdeki halktan ayırıyordu; doğuya, ticaret yaptığımız ülkelere bakıyorduk -Arabistan'a, Hindistan'a, İran'a. Oralar aynı zamanda atalarımızın da memleketleriydi. Ama artık Arap, Hintli ya da İranlı olduğumuzu söyleyemiyorduk, o insanlarla kıyasladığımızda kendimizi Afrikalı gibi hissediyorduk." Kesinlikle okuduğum diğer kitaplarda da olduğu gibi yazarın bu düşüncesine katılıyorum onlar için hiç farketmiyor, herkes Afrikalı, fakat kitaptaki yeni okuduğum gerçekler, köle olmakla gurur duyan bağlantı insanın kanını donduran cinstendi gerçekten bu kabullenilmişlik halinde bağlantılı olduğu aileye ait gurur duyulmalar çok ilginç geldi bana...
"Nehrin Dönemeci"nde mekan Afrika'dır. Dönem ise sömürgecilik sonrası, bağımsızlık günleri. Salim, Doğu Afrikalı, Hint kökenli 1aileden gelmektedir. Kendi işini kurmak üzere kıtanın içine, nehrin dönemecindeki küçük 1kasabaya yerleşir ve 1dükkan alıp ticaret yapmaya başlar. Bu yeni yaşam alanında Salim, Afrika'nın bağımsızlıktan itibaren maruz kaldığı kaos ortamına, şiddetli değişimlere, kabile çatışmalarına, cehalete, yalnızlığa, yoksulluğa ve yalancı modernleşme çabalarına tanık olur en gerçekçi ifadeleriyle.
Anlattığı bölümlerde karakterler üzerinden Afrika'da yaşananlara vurgu yapan yazar, her iki yönden de sömürgeci-sömürülen adına eleştirel tavrından dolayı tüm yaşananları tarafsız şekilde cümlelerinde sergilemiştir, akıcı anlatımıyla. Her bölümünün gerçekleri ayrı inceleme isteyen bu kitap sade diliyle okumayı kolaylaştırıp, tüm sorgulayıcı tarafıyla düşündürücüydü. "Nehrin Dönemeci" ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasında olup, bireysel hikayeler ve içerdiği insani felaketlerle Avrupalı olmayan 1medeniyetin derin kuşkuculuk barındıran yankısı gibi olmasıyla severek okudum, bu coğrafyadaki bazı durumlara hakimdim ama bazı cümleler kabullenilmişlik halindeki insanların bu halini okurken yeni öğrenmiş olup, epeyce içimi acıtmıştır, tekrardan gerçeklerle ve daha fazlasıyla yüzleşerek okudum. Herkese sağlıklı mutlu huzurlu keyifli okumalar dilerim...