Gönderi

184 syf.
10/10 puan verdi
Bir haftadır fındık topladığımız için köydeyiz ve üç gün önce telefonum bozuldu. Köyde vakit geçirebileceğim yaşıtlarım bile yok ki olsa da büyük ihtimalle yanlarına gitmezdim. Yan evimizdeki Zehra ablanın köyde bıraktığı kitapları olduğunu hatırladım ve annesinden izin alıp kitapları karıştırdım. İnsan kitaplarını çuvala koyar mı, hepsi bükülmüş, tozlanmış ve kullanılmayan çatı katına kaldırılmıştı. İçinde işe yarar hiçbir şey yoktu, neredeyse tamamı macera kitabıydı. Şeker Portakalı'nı gördüm, çok popüler kitaplara elim asla gitmemesine rağmen wampirler ve cadılarla ilgili saçma sapan macera kitapları okumaktan iyidir diye düşündüm. Çünkü ne zaman elime çok okunan bir kitap alsam hiç memnun kalmadım. Şeker Portakalı ismi bile kitabın ne kadar masal gibi olacağını düşündürüyordu. Akşam herkes uykuya daldığı sırada mutfağa geçip kendime bir kahve yapıp kitabı okumaya başladım. Zeze'nin hazırcevaplığı ve yaramazlıkları başlarda beni sürekli gülümsetti, ona karşı büyük bir şevkat ve sempati besledim. Kitap gerçekten çok akıcıydı. Gece yarısı kitabın yüzde yetmişlerindeyken mutfakta sessizce, hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Zeze çocukluğumdan kareleri yüzüme tokat gibi çarptı ve "bak sen ne kadar masumdun ve en yakının ne kadar acımasızdı" diye haykırdı sanki. Zeze'nin babası sırtında kemer eskitirken benim annem de nefessiz kalıp ölmem için yüzüme yastık bastırıyordu. Zeze'nin darbelerden dişi kırılıp yere düştüğünde benim de saçlarım yolunmuş ve düşmüştü. Bu sırada annem yan odada uyuyordu. Uyandırıp haykırmak istedim "anne bak, burda gece yarısı acıktım ve sessizce kalkıp mutfaktan bir şeyler aşırdım diye beni dövmüştün, bak bu odaya da beni kilitlemiş gitmiştin, bak bahçedeki büyük ısırgan otlarının içine de atmıştın beni" Çocuktum daha, senin yüzünden bu haldeyim şimdi; gereksiz korkularım, saçmasapan çekingenliklerim ve sessizliğim var benim. Koskocaman bir sessizlik. Kardeşimle bizi bırakıp gittiğinde ilkokul ikideydim. Kardeşim her gece uyanıp annemi sayıklardı, ben sustururdum onu gelicek derdim gel o gelene kadar sana alfabeyi öğreteyim. Ama ben de çocuktum, bir gece babaannemin telefonundan arayıp sormuştum "anne, hani ben sana bi kere şişman demiştim ya, o yüzden mi gittin, söz bi daha yaramazlık yapmıcam anne gel artık." Gelmeseydin keşke gitmeseydin de anne. Keşke bu kadar zarar vermeseydin bana. Yaşayamıyorum şimdi içimde hep bir korku. Yürürken korku giderken korku bakarken korku. Hiç en önde oturan olmadım, ilk parmak kaldıran olmadım, ilk söze giren olmadım, ilk adımı atan olmadım, ben hiç kahkaha atmadım, sesli konuşmadım, sesli gülmedim anne bana bi yaşam borçlusun. Zeze ayakkabısını bağlamayı kendi öğrenen esraymış meğer, kardeşine annelik yapan esraymış, büyüyememiş esraymış, büyüyemediği için çocuğuyla oynayan anne baba görünce şaşkın şaşkın izliyormuş. Hatta bir gün öyle dalmış ki gideceği yere geç kalmış. Prensesim/prensim diye sevilmiş, bayramlarda onlarca hediye almış, yerli haftalarına lezzetli ev yemekleri götürmüş bir çocukluk yaşadıysanız etkileneceğiniz bir kitap olduğunu sanmıyorum. Ama siz de bizdenseniz, alın kahvenizi bir gece yarısı, başlayın okumaya ve bırakın aksın gözlerinizden geçmişin zehri.
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022232.8k okunma
·
742 views
VüsaIe Quluzadeh okurunun profil resmi
Ben hep "Çoçuklarım doğmayı seçmedi,ben çoçuk sahibi olmayı seçtim,,,bana hiç bir şey borçlu değiller,ben her şeyimi onlara borçluyum "derim.keske tum anne babalar soylese ve yapsa bunu,cok icim acıyarak okudum
Future
Future
,ama eminim ki sen çoçuklarına çok ideal bir anne olucaksın 😊
Future okurunun profil resmi
ben anneyim zaten profildeki de benim kızım
2 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.