Yıllardır okumak istediğim ama bir türlü nasip olmayan yazarlardan biriydi Ali Şeriati. Çok şükür ki okuma fırsatı bulup şeytanın bacağını kırdım. Bundan sonra beni kimse tutamaz deyip diğer kitaplarını da bir an önce almaya koyulacağıma emin olabilirsiniz. Neden bu kadar beğendiğime gelecek olursak Ali Şeriati bildiğiniz din âlimlerinden, düşünürlerinden farklı çizgide giden biri. Solcu, araştırmacı, doğuyu da batıyı da çok iyi bilen ve bütün bu bildikleriyle kendine çok farklı bir yol çizen ender yazar ve düşünürlerden biri. Nitekim bunu kitaplarını okuyunca daha iyi anlıyorsunuz. Bu kitabında, kutsal olarak yücelttiğimiz, öpüp astığımız, abdestsiz zaten ellemediğimiz, abdestliyken de lutfedip okumadığımız -ama kesinlikle kutsal saydığımız- Kur'an'ın aslında bütün bu sıfatlardan önce bir "kitap" olduğunu ve asıl görevinin okunmak olduğunu coşkulu ve etkileyici bir dille anlatıyor. Bunun yanında bir müslümanın nasıl olması gerektiğini, yaşama tarzının, bakış açısının hepimizin bildiği kalıplardan çok daha farklı olduğunu şu cümleleriyle vurguluyor: "Kur'an onlara ahirette Kurtuluş yolunun dünyadan geçtiğini; dünyada kurtuluşa ermeden ahirette kurtulmanın mümkün olmadığını öğretti. Cenneti kazanmanın yolunun Müslümanların Özgür, uyanık, izzet ve ilim sahibi olmasından geçtiğini öğretti. Bu dünyada zelil olarak ölen, orada zillet içinde dirilir. 'Burada kör olan orada da kör olacaktır." (17/İsra suresi 72) Yani diyor ki ey halkım koyun olma. Allah seni güdülmek için var etmedi. Aç gözünü ve araştır, anla, oku, öğren. Tabi akledip de bir ders çıkaranlara... Velhasıl Ali Şeriati, Ali Şeriati'dir. Okuyun, okutun. Sevgiler

Kur'an'a BakışAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 2013341 okunma

·

97 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.