Gönderi

175 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 9 hours
“Çevremdekiler düşmanlarım; suratımda bile kusur buluyor, küçümsüyorlardı beni. Sonunda ben de kendimi küçük görmeye başladım. Aptal olduğumu söylediler, aptallığıma inandım. Sizin gelişinizle karanlık hayatım, ruhum, kalbim aydınlığa kavuştu. Ruh huzuruna kavuşarak, başkalarından aşağı olmadığıma inandım. Göze çarpan bir halim, tavırlarımda kibarlık, kısacası cilam yoksa da, yine insanım; kalben, kafaca insanım. Oysa şimdi, kaderin, benim ezilmekten, hor görülmekten, kurtulmama olanak vermeyeceğini anlayınca, ben de onurumu ayaklar altına aldım. Kendimi başıma üşüşen belaların ağırlığına bırakarak metanetimi kaybettim. İşte şimdi sorunu iyice öğrendiğiniz için gözyaşları dökerek yalvarıyorum; bir daha bu konuya dönmeyin, çünkü içim parçalanıyor, dayanılmaz bir acı duyuyorum.” Makar Devuşkin’e ait satırlardır bunlar…Ve romana hakim olan acıma duygusunu en çok uyandıran satırlardır belki de.İnsancıklar, mektup-roman tarzında kaleme alınmış kısa ve toplumsal içerikli bir romandır.Yaşlı katip Makar ile Varvara arasında karşılıklı mektuplaşmalardan oluşur.Okuyucuda bıraktığı patetik duygulardan esinlenilerek olsa gerek yapılan “İnsancıklar”çevirisi bence tam anlamını karşılamamış,fakat dikkat çekici bir eser adı olmuştur.Çünkü insancıklar kelimesi ile ahlaki boyutta insan olma özelliğini elde edememiş insanlar canlanıyor gözümüzde.Oysa romanda konu edinilen insanlar hayatın zorlukları,özellikle Rusya’da ki hayatın zorlukları içerisinde yaşam mücadelesi veren ve bu mücadele içerisinde duygularıyla yaşadığını hissetmeye belki de çalışan zavallı sıradan insanlar,yaşlı bir katip ile uzak akrabası olan ve kendisine tarifini tam koyamayacağımız duygular beslediği bir genç kız ve çevrelerindeki bir kaç insandır.Katibin genç kıza beslediği duygular yer yer babacan korumacı bir içgüdü ile dolu gibi görünse de ona “Güvercinim” diye hitap etmesiyle bir aşk veya karşı cinse olan sevgi biçiminde yansır okuyucuya.Yaşlı katip kıt kanaat geçindiği memur maaşıyla onunla karşı karşıya oturan bu genç kıza sürekli ekonomik destek sağlamaktadır.Onun bu desteği,kendisi zor durumda iken hiçbir karşılık beklemeden adeta penceresinde hayal ettiği bir güvercin olarak hayatında kalmasıyla yetinerek yaşadığı bu karşılıksız iyiliği şimdiki okuyuculara yabancı ve ilginç gelse de aslında tam olarak nasıl bi ilişki olduğu net değildir.Satırlarda klasik rus romanlarındaki sınıf farklılığı,zor şartlarda geçimlerini sağlamaya çalışan memurlar ile diğer taraftaki burjuva kesim,şehir ve köy hayatı,entelijansiya denilen aydın topluluğu ile cahil kesim gibi zıtlıkları görür ve Rusya’ya hakim o çamurlu sokakların havasını,dipdipe sıkışık olarak kiralık odalarda yaşayan insanlarla dolu şehir hayatının kasvetini derinlemesine hissederiz. Dostoyevski’nin henüz yirmi beş yaşında iken kaleme aldığı bu ilk eseri Rus modernizminin öncüleri arasında sayılan İnsancıklar,Onun erken dönem kitaplarında ele aldığı dünyayı ve insanları da barındırıyor. Yayımlandığında büyük heyecan yaratan ve, “Yeni Gogol geldi!” dedirten roman, Dostoyevski’nin sonraki tüm yapıtları için mükemmel bir giriş sunmuştur.Yayınlandığı dönemlerde saygın ve ünlü eleştirmen Belinski şu sözleri söylemiştir Dostoyevski ve eseri için; « İki gündür kendimi bu kitaptan uzaklaştıramıyorum. Yeni bir yazar, yeni bir yeteneğin kalemi bu; onu tanımıyorum, kimdir, neye benzer bilmiyorum ama bu roman Rusya'da hayatın sınırlarını öyle kahramanlara veriyor ki bize, bundan önce hiçbir yazar bu kadarını düşlerinde bile göremezdi... Rusya yeni bir Gogol kazandı. »
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362.6k okunma
·
118 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.