Önce yüreğinize sağlık. Güzel bir değerlendirme yazısı olmuş. Dostoyevskinin uzun romanlarında neredeyse ilk 300 sayfasını okurken " ne anlatıyor bu " diyorsunuz. Sonra sayfalar ilerledikçe okuduğunuz kitabın ne eşsiz bir yapıt olduğunu idrak etmeye başlıyorsunuz. Sabreden derviş misali , yarım bırakmaz, sabrederseniz mükafatı büyük oluyor.
Bir de takıldığınız Türklere yönelik ağır ithamlar ,aslında bir kavmin üyelerine değil, yıkılmaya, dejenere olmuş, bir devletedir o ithamlar.
" Ölüler evinden anılarda " bir Kafkas Türkünü, Ali'yi ve onunla birlikte hapis olan Müslüman akrabalarını çok sever ve saygı duyar. Bir devletin yıkılmasında ki baş etken ayakların baş olması ve zulmün ayyuka çıkması değil midir?
Genel olarak kitabı beğenmenize de sevindim. 😀