#johncarter #balsoom serisi dolu dizgin devam ederken yorumlarında #spoiler vermekten kaçınan ben şimdi ikinci kitabı size nasıl anlatacağım diye düşünüyorum. Ağzımdan birkaç bir şey kaçıracağım kesin o yüzden eğer seriye henüz başlamadıysanız John Carter mars prensesi yorumumu bulup okuyun, seriyi merak edin önce ve sonra bu yorumla daha da meraklanın derim size. İlk kitapta John Carter bir mağaradayken doğaüstü bir şekilde #mars ’ta bulmuştu kendisini. Mars’taki yaşamını inanılmaz keyifle okumuştuk #marsprensesi ‘nde. Ve orada hayatının aşkı Helium prensesi #dejahthoris ‘i bulmuştu. Bu kez John Carter kendini yine doğaüstü bir şekilde dünyada buluyor. Aslında sevinmesi lazım dünyaya döndüğü için ama ah işte #aşk , Dejah’ı bulabilmek için yalvarıp yakarıyor #savaştanrısı na. Tek dileği kayıp aşkına ulaşmak. Bir gün yine bir haller olmaya başlıyor ve John kendisini bir gezegende buluyor. Önce etrafta gördüklerini tanıyamıyor, garip bitki adamlar var, neresi burası diye şaşırıyor. Sonra can dostu ile karşılaşınca yine anlıyor Mars’ta olduğunu .John Carter kaldığı yerden Mars’taki mücadelesine devam ediyor ikinci kitapta da. Yalnız bu kitabın en güzel tarafı şu, esir düştüğü bir zindanda kendisine çok benzeyen biriyle karşılaşıyor. Peki Mars’ta ona benzeyen biri nasıl olabilir? Yoksa? Yok yaaaa pışık söylemem tabii kiBunu okumadan asla öğrenemeyeceksiniz.John Carter bu gizemli adamla beraber aramaya başlıyor büyük aşkını. Hadi bakalım kafalarda deli sorular? O adam kim? John Carter büyük aşkı Dejah Thoris’i bulabilecek mi? Bu macerada başlarına neler gelecek yine çok keyifli bir okuma bekliyor sizi. Mekan ve karakter betimlemeleriyle #fantastik #bilimkurgu nun tavan yaptığı bir seri #johncartermarstanrıları #mutlakaokuyun #sağliklavekitaplakalın