Gönderi

500 syf.
9/10 puan verdi
Cathy’nin hırçınlığı, Heathcliff’in öfkesi ve aralarındaki bitmek bilmez bağlılık... . Bu kitabı 2019 yılında bir arkadaşımla beraber almıştım. O, benden önce okumaya başladığında " O kadar karışık ki yarım bıraktım." demişti. O günden beri kitaplığımda öylece duruyordu. Ta kii bu günlere kadar... Bana göre kitap su gibi akıcı ve anlaşılır. Elimden hiç düşmedi desem yeridir. Gelelim kitabın konusuna.... Roman iki kuşak boyunca devam eden karmaşık ilişkileri, nefretleri, acıları, intikamları ve tabii ki aşkları konu alıyor. Kitap, Catherine'in babasının iş gezisinden çiftliğe(tepelere) getirdiği evlatlık Heathcliff'in uğradığı zorbalıklarla ve bu zorbalıklar neticesinde arsızlaşması, öfke dolması, intikam ateşiyle korkunçlaşması başlıyor. Fakat sonrasında üvey kardeşi Catherine'e aşık olmasıyla romanın konusu devam ediyor.(Bana kalırsa burada suç Catherine'in babasındaydı.) Hayatımda görüp görebileceğim en kötü karakter Heathcliff. Tam bir şeytan. Catherine hariç kimseye acıması yok. Kitaptaki bütün karakterlerin hayatını cehenneme çeviriyor. "En İyi Aşk Romanları" arasında gösterilse de bana göre Heathcliff'in etrafındakilere çektirdiği zulümler, romandaki "aşk" temasını gölgede bırakmış. Yine de bir solukta okunabilecek kitaplar arasına girer. NOT: Kitapta en çok üzüldüğüm karakter Hareton Earnshaw oldu. Yaşananların hiçbirini hak etmiyordu. NOT2: İki Catherine'i de sevmedim. Özellikle küçük Catherine. Belki birazcık Nelly'nin sözlerini dinleseydi böyle bir bataklığın içine düşmeyecekti. Üstelik Hareton'a bu kadar zorbalık yapması da beni ayrıca sinirlendirdi. NOT3: Kitabın sonu harikaydı fakat ben Bay Linton'cuydum.(Babası en başında çiftliği oğluna verseydi, küçük Catherine'in de başı yanmazdı.)
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Martı Yayınları · 201242.5k okunma
·
737 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.