Victoria dönemi romanlarının en büyük handikaplarından biri çok uzun olmaları. Dergilerde haftalık ve aylık olarak bölüm bölüm yazılıyordu ve her yeni sayıda okuyucunun dikkatini çekmesi gerekiyordu. Ne kadar uzun, o kadar iyi mantığı vardı biraz da. O dönemin insanı olsaydık televizyon, internet gibi dikkat dağıtıcı unsurlar olmadan daha kolay okuyabilirdik bunları belki de. Ancak ne kadar güzel konulara sahip olsalar da bu dönemde birazcık sıkabiliyor insanı, haklısınız.
Dickens da bu dönemin kurbanlarından biri ama yine de hiçbir şey onun ustalığına gölge düşüremiyor benim nazarımda. İşlediği konular, irdelediği sosyo-politik kaygılar hâlâ günümüzde büyük cesaret isteyen şeyler. Ayrıca Dickens'ın biyografisine de bir göz atmanızı öneriyorum, eminim kitaplarında anlattığı şeyler daha da anlam kazanacaktır. Bu incelemeyle birlikte iyice bir hatırlamış oldum Dickens'ı. Okunmamışları okuyayım bir ara. Emeğinize sağlık, inceleme için teşekkürler. ^^