Gönderi

256 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
LUIGİ PİRANDELLO---İTALYAN EDEBİYATI Luigi Pirandello, 28 Haziran 1867 yılında Agrigento, İtalya'da doğmuştur. Özellikle oyun yazarı olarak tanınan Luigi Pirandello'nun roman ve kısa hikayeleri de bulunmaktadır. 1934 edebiyat ödülüne sahiptir. Sadece edebiyatla uğraşan yazar, 1893 yılında ilk önemli yapıtı olan Marta Ajala'yı yazmıştır. Bu eseri, 1907 yılında L'Esclusa adlı ile yayımlanmıştır. İlk kısa hikaye kitabını 1894 yılında yayımlamıştır. Aynı yıl içinde evlenerek evlilik hayatı ile birlikte edebiyat çalışmaları da arttı. Luigi Pirandello, 1917 yılından itibaren önemli tiyatro eserlerini yazmaya başladı. 1919 yılında eşini bir akıl hastanesine yatırmak zorunda kaldı. Sonrasında büyük acı duyarak eve getirmek istedi ama Antoniette hastaneyi terk etmek istemedi. Luigi Pirandello, 1925 yılında Mussolini'nin desteği ile Roma Sanat Tiyatrosunun sanat yönetmeni olmuş, dünya çapında ün ve dünya turu yapma imkanı kazanmıştır. 1925-1926 yılları arasında ise son ve en önemli eseri olan "Uno, nessuno e cebtomila"yı yazmış, 1934 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü almıştır. İki yıl sonra 10 Aralık 1936 yılında ise Roma'daki evinde tek başına hayatını kaybetmiştir. 1936 Yılında 69 yaşında ölmüştür.Üç çocuğu varmış. Karısıyla evlendikten sonra edebiyat çalışmalarına hız kazanmıştır. Varlıklı bir aileden gelen yazarımızın babası kükürt ocağı sahibiydi ve batmış, sonra bir sel baskını oldu ve ocak yok oldu, bunun kaldıramayan eşi psikolojik olarak rahatsızlandı. Büyük hasar gördü ve hastaneye akıl hastanesine yatırılmış buna üzülen yazarımız onu eve çıkartmak istese bile eşi Antoınette eve gelmek istemedi. Yazarımız daha sonra öğretmenlik yapmaya başlamış, geçimini sürdürmek için. Nobel ödülü alınca daha da tanındı. Tiyatroyla da uğraşan yazarımız, Mussoli nin katkılarıyla tiyatro çalışmalarını yoğunlaştırdı hem de dünya turuna çıkmıştır. Aynı zamanda şu bilgiyi de vermeliyim birinci dünya savaşı patlak verdiğinde oğlu savaşa katılmış ve Avusturyalılara esir düşmüştür. Gerçekçi akımın gerçeklik arayışının ve ekspresyonizm, Dadaizm ve gerçeküstücülüğün tüm varyasyonlarıyla beraber tiyatro oyunlarına taşımıştır. Absürd olguları dışsal varolanı akıl dışı olan durumları sahnede sergilemesiyle de ilgi çekmiştir. Akıl dışı olayları somutlaştırmasıyla post modernizm tiyatroya ışık tutmuştur.1934 yılında Nobel ödülü alan yazarımız zatürreden 69 yaşında ölmüştür. Yazarların hayatı her daim ilgimi çekip satır aralarında sesini duymayı sevdiğim için yaşamından öncelikle söz etmek istedim, biraz da kitaptan bahsedeyim, muazzam bir benlik ve kimlik sorgulaması çıkarmış kitap iki kısımdan oluşuyor birinci kısım kurgu dışı diğer yarısı kurgulu bir romana dönüştürmüş. Bireysel kendi varoluşsal sancı ve hezeyanlarını okurken din, toplum, kilise üzerinden de eleştirileri olmuş. Moscado denilen bir bireyin birçok benliğinin ortaya çıkması yani bütünlüğünün parçalanması konusudur. İçinde birçok Moscadolar var, biri iyi diğeri kötü değil. Bir gün eşinin senin burnun sağa doğru yamuk mu diye sorar ve hikaye başlar. Kişinin kendinin yalnız olmadığı bir başkasının gözüyle tanımlandığı birçok kimliğe büründüklerini gösteriyor. Önyargılar üzerine kişinin kendini salt tanıyamayacağı, aslında bir başkasının gözüne de ihtiyaç olacağı ama bu tanımların da zayıf kifayetsiz olacağı çünkü bir kişi hakkında onu tanıyan tanımayan birçok kişinin bir hareketinden bile hakkında tanımlayacak laf söyleyecek bir şeyleri olabilir sanrılarına kapılıyor: ikinci kısımda eşinin onu gördüğü sahip olduğu babasından kendisine miras kalan bankanın yöneticilerinin gözündeki Moscada ve toplumun onu tefeci olarak görmesini algıların ve hiç olmadığı ya da bir bölümünü içeren bir kişilikler silsilesini görüyoruz. Benliğin yıkımı eşinin onu yanlış tanıması isminin bile Genge olması o kendine yakıştırılan kişiliğin bile aşağılık yetersiz kendisinin sevmediği hatta bir adım daha da ileri gidebiliriz kendi kendine yabancı olma düzeyine gelmiş bölünmüş bir birey. Bu birey gitgide içindeki benliklerle uzlaşamadığında ya toplum içerisinde eriyip gidecektir ya da intihar edecektir. Kurum eleştirileride iyi verilmiş değişik bir okumaydı. Keyifle öneririm.
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, BinlercesiLuigi Pirandello · Aylak Adam Yayınları · 20184,104 okunma
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.