Gönderi

Hımm
Genel kullanım’ ve ‘bağımsızlık’ kriterlerine uyan Türkçe kelime sayısı, benim sayabildiğim kadarıyla 13,000’i buluyor. İşte bu sayının,   1200 kadarı Eski Türkçeden, yani 1071 yılından önce Orta Asya’da kullanılan Türkçeden alıntı,   300 kadarı Eski Türkçe köklerden Türkiye’de türetilmiş;   3300 kadarı Arapçadan   3200 kadarı Fransızca ve Latincedan   1000 kadarı Farsçadan   500 kadarı İngilizceden   400 kadarı İtalyancadan   300 kadarı Yunancadan   250 kadarı başka dillerden alınmış.   Ayrıca Dil Devriminden sonra yaratılmış olan “öz Türkçe” kelimelerin 600 kadarı halen kullanımda. Bunlar dışında 250 dolayında onomatope (zırt, bırt, çat, şapır...) ve 250 dolayında kökeni bilinmeyen sözcük saymak mümkün.   Yerli Malı Yurdun Malı   Yani Türkçeyi “yabancı kelimelerden temizleme” çabasına girenlerin işi hiç kolay değil. Bir fikir vermek için, temizlenmesi gereken deyimlerden küçük bir demet sunayım.   Gazete bayii (İtalyanca Arapça), limited şirket (İngilizce Arapça), betonarme bina (Fransızca Arapça), tahta kurusu (Farsça Yunanca), yasal haklar (Moğolca Arapça), tepsi böreği (Çince Farsça), davul zurna (Arapça Farsça), haydut herif (Macarca Arapça), salaş lokanta (Macarca İtalyanca), çölde çay (Moğolca Çince), motorize tümen (Fransızca Toharca), domates peynir (Aztekçe Farsça), şampiyon Fenerbahçe (Fransızca Yunanca Farsça), İstanbul Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü (Yunanca Arapça İngilizce Arapça Farsça Arapça), Osmaniye Valiliği Lüzumsuz Mesai Dairesi Amirliği (altı kez Arapça).   Olaya farklı bir açıdan bakmak da bence mümkün. Böyle inanılmaz bir kültür sentezinin yeryüzünde başka örneği acaba var mıdır? Başka hangi dil ‘Çin Seddinden Atlantiğe kadar’ hemen her dilin izlerini taşır? Bir kavramın Fransızcasını, Yunancasını ve Arapçasını aynı rahatlıkla bir cümleye sığdırabilmek bir zenginlik değil midir?
··
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.