Gönderi

84 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Resimdeki Babam Nerede?
Fournier’den okuduğum ilk kitap “Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam” oldu. Zaten hemen ardından da “Kuzeyli Annem”e başladım. Fournier eserlerinde aile bireylerini ameliyat masasına yatırıyor ve bir doktorun bir hastayı ameliyat etmesi gibi bütün çocukluğunu ve aile bireylerini bize tanıtıyor. Bu eserinde ise bize anlattığı kişi babası Paul Fournier. Baba Fournier bir doktor. Özellikle hastaları kendisini çok seviyor çünkü hem iyi bir doktor hem de bazen hiçbir şey karşılığında bazen ise bir bardak içki karşılığında durumu olmayan hastalarını tedavi ediyor. Doktor kimliği ne kadar iyiyse baba ve eş olarak kimliği ise bir o kadar kötü. Genelde çocuklarını korkutan bir baba. Okuduğum çoğu yerde babanın çocuklarına yaşattığı korkuya tanıklık ettim. Muhtemelen alkolün etkisinde yaptığı, bilinçli olmayan davranışlar ama hep bir korku ögesini görüyoruz. Bazen yaptığı bir hareketten bazen de söylediği bir sözden yaşattığı bu korkuyu anlıyoruz. Kendisi bir alkolik. “Kuzeyli Annem” de de göreceğimiz üzere okulu bitirdiği zamandan beri alkole düşkün birisiymiş ve Fournier’in annesi ise evlenmeden önce bunu bilmiyormuş. Çocuklarına neredeyse hiç sevgi göstermemiş özellikle Jean-Louis’e. Kitapta çoğu yerde Fournier’in “babamın gözdesi ben değildim” dediğine tanık olacaksınız. Aynı zamanda parayı hiç önemsemeyen biri. Ailenin ne kadar ihtiyacı olduğu önemli değil onun için. Ne kadar ihtiyaç da olsa kendisi bu durumu önemsememiş ve paraları yakmayı tercih etmiştir. Baba doktor olmasına rağmen aile fakir bir durumdaymış. El yapımı elbiseler, rahatsız elbiseler giymek zorunda kalmış Fournier kardeşler. Hatta kitapta Fournier bu elbiseleri giymekten utandığından bahsetmekte. Annesi babasının bu durumu yüzünden çocuklarına her zaman yeni kıyafetler alamamış ve Jean-Louis de bu kıyafetlerden rahatsızlık duyuyormuş. Yirmi ikinci sayfayı okurken bir kısım dikkatimi çekti: “Bunu ona söyleyemiyordum çünkü bu durumda bile yeterince kaygısı vardı.” Bu cümleyi Fournier annesi için kullanıyor. Jean-Louis ailenin en büyük çocuğu ama adı üstünde daha çocuk ve bir çocuğun bu durumları düşünmemesi gerekiyor. Ama Fournier çok küçük yaşlardan beri bunu düşünmek zorunda kalmış, belki bu düşünceler sebebiyle çocukluğunun gerektirdiği gibi davranamamış. Babası iyi bir Byrrh içicisi ve zamanının büyük bir kısmını bistrolarda geçiren birisi. “Babam ve Bistroları” son cümle beni çok etkilemişti. “Annem neden bir bistro açmamıştı.” Fournier bunu o küçücük yaşında mı düşünmüştü bilmiyorum ama babasının bu durumu onu derinden etkilemiş. Belki annesinin de bir bistrosu olsa babası başka yerlere gitmek zorunda kalmazdı. Ruhen farklı bir yerde olurdu ama en azından fiziki olarak bir baba figürüne sahip olurdu. Fournier aynı kısımda babasının gittiği bistrolardan birine yenilenmesi için para yardımında bulunduğundan bahsediyor. Çocuklarının ihtiyacı olan parayı yakıp kendince önemli olan ama boş bir yer için yatırım yapabiliyor. Annesinin bistrosu olsaydı belki babası o bistro içinde yardımda bulunurdu. Sanırım kitapta beni en çok etkileyen kısım “Babam ve Otomatik Tabancası” oldu. Yine babasının aklında oluşan tuhaf bir düşünce sonucunda eşini öldüreceğine karar vermiş. Eşini beklemesi için adam yerleştirdiğini söyleyip eşinin annesine ise tabutu hazırlayıp hazırlamadığını sormuş. Kitabın geneline hakim olan bir duygu özellikle burada karşımızda çıkıyor: Korku. Annelerinin babaları tarafından öldürüleceğini düşünen küçük çocukların korkusu, kızı için edişelemen bir annenin korkusu bu kısımda beliriyor. Babası bu söylemini gerçekleştirmiyor ve Fournier bu kısmı şu sözlerle bitiriyor: “Babam o gün annemi öldüreceğini unutmuş olamalıyız.” Baba unutmuştu ama küçük Fournier unutmamış. Yaşadığı korkuyu tahmin bile edemiyorum. Haliyle baba bu kadar yıkıcıyken bu çocukları bir şekilde ayakta tutan ve yapıcı olan bir tarafın olması gerekir. Bu tarafta anne olmuş. Fournier’in annesine karşı bir bağlılığı var ve bu bağı “Kuzeyli Annem”i okudukça daha yakından göreceğimi düşünüyorum. O yaşta tutunduğu dalı babası tarafından elinden alınacağı düşüncesi küçük Fournier için atlatması hiç de kolay olamamıştır, belki de atlatamamıştır. Kitabın genelinde bahsedilen duygunun korku olduğundan bahsetmiştim. Bence kitapta bahsedilen duygunun en ifadesi atmış dördüncü sayfadaki şu kısım: “Ayrıca babam, öfkesiyle biz çocukları korkutmayı başarmıştı. Her akşam eve döndüğümde korkar ve geceleri kabus görürdük.” Benim için bir babanın çocukları üzerinde bıraktığı korkunun somut örneği bu cümleler. Fournier kardeşler be anneleri hiçbir zaman Baba Fournier’in müşterisi olma şerefine erişmediler. Müşterileri doktoru doktor da müşterilerini çok severdi. Aile üyeleri bir bistro ya da bir bardak alkol olma şerefine erişemediler. Doktor bistroya gitmeyi ve alkolü çok severdi. Kitabın sonunda Fournier’in babasına seslendiği bir kısım var. Bu satırları yazarken artık babasından da yaşlıdır Fournier. Ona kızgın değil de onu tanıyamamış olmaktan dolayı üzgündür. Sanırım artık kendisi de hayatın zorluğun görmüş ve babasının bir şekilde bu hayata tutunabilmek için neden bu şekilde bir yol tercih ettiğini anlamaya çalışmış. Dediğim gibi babasına öfkeli veya kızgın değil ama o yaşarken onunla vakit geçiremediği, onu tanıyamadığı ve anlayamadığı için bir üzüntü duymakta. Kitabın sonunda “Babam ve Ben” kısmında bahsettiği fotoğraf da bulunuyor. Kitapta beni en çok yaralayan kısımlardan biri de”Babam ve Ben” olmuştu. Resimde Fournier yaklaşık bir yaşında, babası ise yanında ve kitap okumakta. Küçük Fournier mutlu, babası yanında, ona hiçbir zarar gelemez çünkü babasıyla beraber. Bu güzel fotoğraf ilerleyen zamanda bozulmuş, Fournier artık neden babasının üzgün olduğunu, annesine neden kötü davrandığını ve neden onları korkuttuğunu anlayamıyor. Ve haklı olarak Fournier soruyor: “Resimdeki babam nereye gitti?” Belki kendi hayatınızdan bir şeyler bulabileceğiniz bit kitap. Fournier bütün çıplaklığıyla babasını masaya yatırmış ve biz okurlarına sunmuş. Belki de bu kitap küçükken anlamadığı babasını kendi içinde anlama çabasıdır. Fournier, okurken beni hem üzdü hem de aralarda yazığı cümlelerle ağzımın kenarına buruk bir tebessüm yerleştirdi. Ailenin diğer üyeleriyle tanışmak için can atıyorum. Umarım kısa zamanda tanışabiliriz.
Jean-Louis Fournier
Jean-Louis Fournier
Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam
Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam
Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam
Asla Kimseyi Öldürmedi Benim BabamJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20093,150 okunma
·
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.