"Yol eğri olabilir, sen doğruluktan asla vazgeçme!" Evet sevgili kitap dostları... 80'li 90'lı yıllarda çocuk olmak... Bizim jenerasyon bu yılları yaşadı. O kadar samimi ve güzel dostluklar vardı ki o günleri özlememek elde değil. Huzur Koleksiyoncusu baş karakteri Halil böyle bir dönemde doğuyor. Doğduğun aile kaderindir denecek bir yuvada. Hemen hemen her gün Halil'in annesini ve çocuklarını ufak bir sebepten döven, bu güzelim insanlara hayatı zindan eden çok sert bir baba. Maddi menfaati ailesinden önce gelen cinsten. Cennet yürekli aile üyelerine günlerini cehennem eden bir baba. Belli o da ailesinden sevgi görmemiş. Görmediği için de eşine ve çocuklarına da gösteremiyor. Oysa Halil, annesi ve kız kardeşi Melike bu adamı hiç hak etmiyor. İnsan maalesef anne ve babasını seçemiyor. Halil'in şansı annesi ve kız kardeşi sevgi dolu. Babasından yana hiç şansı yok. Böyle bir ailede babasının sert rüzgarlar estirdiği, dayaklar ile örselenmiş buna rağmen Halil içindeki sevgisini, merhametini tüm dünyaya vermeye hazır da babasına vermeye gönlü yok. Ne çok isterdi babasının da iyi bir insan olmasını... Halil evdeki şiddet sonucu konuşma yetisini kaybediyor bir zaman sonra. Okulda da okuyamaz oluyor. Kim bilir ne çok Halil gibi çocuk var ülkemde sevgisizlik sonucu konuşmayı bırakıp susan, içine kapanan Çocuk yaşta dünyanın şiddetini kaldıramayan masum yüzler, tertemiz kalpler ve zihinler. Çok erken yaşta tanışıyorlar maalesef şiddetle. Babası okuldan alıp bir çaycıya çırak yapıyor onu tam okulda olması gereken bir zamanda. Üstelik kazandığı parayı da sevmediği babasına vermek şartıyla. Keşke babalar çocuklarına zalim olmasa. Küçük yaşta kalpleri kırılmasa. Çalışmak zorunda bırakılmasa çocuk yaşta... Halil tüm hayatını, annesinin dayak yediği günleri, arkadaşlarını, doğayı, çiçeği,böceği kısacası yaşadığı önemli olayları resmetmeye başlar. Hatta bu yeteneğini çay dükkanına gelen bir resim öğretmeni de teknik öğreterek ona yardımcı olur. Gel zaman git zaman Halil'i çok severler. Tek başına çay ocağını işletmeye başlar. Ustası da yaşlanmaktadır. Halil'i çok sevdiğinden ona iyilik de yaparak belli masraflar dışında cüzi bir ücrete dükkanı devreder. Halil iyi para kazanmaktadır artık. Annesine, kız kardeşine bakar. Bir gün kız kardeşi Denizli'ye evlenir. Ondan ayrılmak çok zor gelir. Ama onun mutlu olması dışında bir dileği yoktur. Zamanla kız kardeşi Melike'nin de çocuğu olur. Daha önce ziyarete gittikleri ablasına şimdi annesini gönderir. Bu arada Kübra denen bir öğretmene sevdalanır. Çok sevdikleri hocaya, annesine kızı isterler. Babası vermez konuşamadığı için. Halil daha önce Kübra'ya sevdiğini belli etmiştir. Babası bunu anlayınca Kübra'nın Halil'in evine gitmesine de izin vermez. Kübra öğretmen Halil'e sevgiyle konuşmasını öğretmek için elinden geleni yapmaktadır Halil'in annesiyle. Tabii bu kısa sürer. Halil, Kübra uğruna dayak bile yer. Bir erkeğin belki de en acınası durumudur sevdiğinin önünde dayak yemek. Halil iyileşir, resimler yapmaya devam eder, bu yeteneğini geliştirir. Sergilerde tanınır hale gelir. Anne babalar Halil'e çocuklarını teslim ederler. Okullara gider. Halil artık Halil öğretmen olmuştur. Sevgisiyle tanınır hale gelmiştir. Ama Kübra, kalbinde hep bir yaradır. Mahallenin ileri gelenleri, çok sevdikleri hoca ile Kübra'yı tekrar istemeye giderler. Bu sefer Halil'in annesi yoktur. İkinci bir reddi kaldıramaz. Kitabın bundan sonrasını anlatmayayım. Halil tam bizden biri. Öyle büyük özellikleri yok. Ama sevgisi,merhameti yaşadığı çevresini güzelleştirmeye yetmiş de artmış. Böyle sert bir babadan merhametli bir evlat... Ne olur anne babalar, çocuklarınızı çok sevin. Bu kitabı edebiyat dünyamıza kazandıran Cihat Albayrak Bey'e teşekkür ederim. Bu kitabı tüm kitap dostlarına tavsiye ederim. Halil ile birlikte üzülecek,hatta ağlayacak, tebessüm edecek, mutlu olacaksınız. Halil gülleri, bitkileri çok sevdiğinden kitaptan çeşitli bitkilere ait tohumlar saksıya ekilemek üzere hediye edilmiş ayraçla birlikte. Çok da ince düşünülmüş. Keyifli okumalar!

Huzur KoleksiyoncusuCihat Albayrak · Okur Kitaplığı · 038 okunma

·

358 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Metin Özdemir