Gönderi

Eğer bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak Ne çıkar ateş böceği sansalar beni? Belki en hoyrat yürek bile, ateş böceğinin o uçucu, masum, sevimli çocuksuluğuna el kaldırmaya kıyamaz? Güçlü kapıların arkasına kilitlesem kendimi, korkaklığımı, sevgi isteğimi En insani yönlerimi kayıtsızca sunabilsem, Bu sert kabuğun ağırlığından kurtulup, bir kuş gibi uçacağım özgürce. Anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım karşımdakine. O da çözülecek belki samimi ve güvenliksiz, silahsız biriyle göz göze gelince. Oysa bir görebilsek bunu, kalmadı böyle insanlar demesek. Güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak. Kırılmaktan korkmasak İncinsek yaralansak. Ne olur bir darbe daha alsak. Yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabuğu Denesek, risk alsak, yanılsak, fark etmez Tekrar tekrar bıkmadan denesek ve kucaklaşsak yeniden, tıpkı eskisi gibi. Ne olduğunu anlayamadığımız o on beş yıldan öncesi gibi. O zaman fark edeceğiz Ne kadar özlediğimizi birbirimizi. Neler biriktirdiğimizi, Kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi Beraber geldik beraber gidiyoruz oysa. Vakit az, paylaşmak, sarılmak için. Yaşadığımız coğrafya zor, şartları ağır. Yüreği daha fazla küstürmemek lazım. Sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan. Ve koşullar bir türlü düzelmeyen. Sevgiye çok ihtiyacımız var. Ufukta kara bir kış görünüyor. Ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri. Kırın o sert ağır kabuklarınızı. Kurtulun bu yükten. Korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize.
Rabindranath Tagore
Rabindranath Tagore
·
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.