Gönderi

288 syf.
·
Not rated
Sanırım, mavi kelebek görmeye ihtiyacım var.. Yine adalarda canlanan hayaller, yine müthiş kurgu.. olayları kendiniz yaşıyormuşsunuz gibi hissettirmesi.. Çok güzel Daha iyisini okuyana kadar hayatımın en güzel kitabı olarak kalacak. Ağlayarak okuduğum kitapları hafızamdan silemiyorum, onunla özdeşleşiyorum. -SPOILER İÇERİR- Charlotte eşi Erzik’le birlikte gemiyle balayına çıkar. Gezide başka bir gemiye binip gezeceklerken Erik biletini basmayı unuttukları için ona katılamaz. Yarım saat sonra başka gemiyle yanında olacağını söyler. Ama tabii işler böyle gitmez. Charlotte’nin ve balayı sırasında tanıştıkları Gray’in gemileri kaza yapar. Sadece ikisi sağ kalır, kaptan da dahil herkes ölür. İşte kitap buradan itibaren başlıyor. İkisi çok farklı bir adaya ulaşır. Bu adada imkansız olan her şey mümkün gibidir. Örneğin, Gray astım hastasıdır ama bu adada bir sorun yaşamaz. İkisinin bu adada yaşadıklarını, daha önce bu adaya yolu düşüp ölenlerin hikayelerini görüyoruz. Onların yaşam mücadelesi içine aktarılan farklı karakterlerin hikayelerini de ben çok başarılı buldum. Örneğin, Evan adlı birinin kedisinin o adaya yolunun düşmesi ve Charlotte ile Gray’in karşılarına çıkması güzeldi. Evan’ın Charlotte’nin gemide karşılaştığı Louise adlı yaşlı birinin oğlu olması gibi. Çocuğunun hastalığı için para çalan birinin evlerinin bahçesine para gömüp adada ölmesi, Charlotte’nin o parayı çocuğuna ulaştırması vb. Böyle hikayeler güzeldi. Charlotte ve Gray o adada 2 sene kaldılar. Bir gün boş bir tekne geldi. Charlotte o tekneyle eve dönmek istiyordu ama Gray istemedi. Zaten dönemezdi de, çünkü karısını öldürmekle suçlandığı için aranıyordu. Charlotte onu bırakıp tekneyle gitti. Başka bir tekne onu bulup kurtardı. Burada Charlotte yerinde olsam be yapardım bir türlü karar veremiyordum. Acaba aşık olduğum kişiyi orada bırakıp gider miydim? Giderdim herhalde, sonuçta bilinmez bir adada bir ömür yaşanmazdı. Ama onu bir daha bulamayabilirdim de bu riski göze alabilir miydim? Bilmiyorum. Charlotte geri döndüğünde hiçbir şey eskisi gibi değildi. Eşi Erik bir başkasıyla evlenmişti hatta çocuğu vardı. Evlendiği kişi de Gabby idi. Yani Charlotte’in en iyi arkadaşı. Zaten daha bu olaylar olmadan önce Charlotte Erik’in fotoğraf makinesinde bir başkasına ait fotoğraflar bulmuştu, Gabby’nin fotoğraflarını. Gabby’nin böyle bir şey yapmasına hiç şaşırmadım. Çünkü kendinde olmayan mutluluğu başkasında gören onu çalmak için her şeyi yapar. Charlotte, Gabby’i affetti. Ama ben olsam affetmezdim. Ben kaybolduktan sonra eşimle evlendiği için değil, öyle olsa belki affedilebilirdi. Hani benim yokluğumda birbirlerine iyi gelmişler, diyebilirdim. Ama onların ilişkileri Charlotte kaybolmadan önce başlamıştı. İşte bunun için affetmezdim. Charlotte döndükten sonra Gray’in annesini buldu, Gray’in suçsuzluğunu kanıtladılar. Hatta hamile kaldığını bile öğrendi. Normalde çocuğu olmuyordu, bu da adanın sihirlerinden biriydi. Bir kızı oldu, adını Lecia koydu. Daha sonra Gray’i bulmaya yola çıktı. Ama başarılı olamadı. Tam 30 yıl sonra buldu. Onunla röportaj yapmak isteyen Jeremy ve kızı ile yola çıktı. Onu buldu ve ikisi o adada yaşamaya karar verdiler. Normal şartlarda bence bu mümkün değildi. Çünkü röportaj gazetelerde yayınlandıktan sonra bence orayı diğer insanlar istila ederdi. Bir de Gray kızını yeni öğrendi. Kızlarını bırakıp oraya yerleşmeleri ne kadar mantıklı bilemiyorum. Neyse sonuç olarak kitabı çok sevdim. Ve bu kitaptan öğrendiğim bir şey varsa o da hiçbir şeyin boşu boşuna yaşanmadığı. Her hikayenin bir nedeni var ve her insan bir hikayede kendine yer buluyor. "İstenildiği gibi olan ya da olmayan şeylere üzülmekle o kadar zaman harcıyoruz ki treni kaçıyoruz. Hayat kendi yolunu bulur ve her şey olacağına varır. Sadece yaşa ve bırak olsun gitsin" Charlotte ve eşi Erik, balayı için gemiyle seyahat etmeye başlarlar. Erik, gemi ile yolculuk yaparken biraz rahatsız olduğu için o zaman dilimi içinde Charlotte sık sık tek başına vakit geçirir. Yine tek başına gemide yemek yerken masasına bir adam oturur. Charlotte sohbet etmek amacıyla girişim de bulunsa bile adam hiç bir şey yokmuş gibi davranır. Daha sonra balayına devam etmek için başka bir gemiyle devam etmek zorunda kalan çift tam seyahat edecekken Erik bir biletin eksik olduğunu öğrenir. Ve Charlotte tek başına yolculuk eder ama ne tesadüftür ki o gemide o akşamki adam da vardır. Gemi olağanüstü bir kaza geçirir ve hayatta kalanlar ise sadece Charlotte ve o adamdır-Gray-. Hayatta kalmak adına mücadele verirler. Bir adaya sığınırlar. Bilindik sıradan bir ada değildir burası. Hastalıklara şifa olan ve içinde mavi kelebeklerin olduğu bir ada düşünün... Hikayenin devamında "Aslında hiç bir şey göründüğü gibi değilmiş." kanısına varsak bile, hiç beklenmedik hayatlarla karşılaşsak bile unutmayalım ki; "Hayat eski ve yeni anılardan oluşan komik bir şey. Bazen yan yana olan kareler birbirine uymuyor ama ortaya çıkan şeye bütün olarak baktığında bir şekilde hepsi birbirini tamamlıyor." Kitabın sürükleyici anlatımı ile olayı birebir yaşamanıza sebep olur. Merak uyandıran kitapları seven arkadaşlara kitabı okumalarını tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim... Altını çizdiklerim Hayatım boyunca gözlerinde çok fazla keder gördüm. Ama şimdi ilk defa, tüm keder gitmiş. Buraya aitsiniz. Yol almak istiyorsa tüm gücünü kullanması gerekiyordu. hayat kendi yolunu bulur ve her şey olacağına varır .. sadece yaşa ve bırak olsun gitsin .. “Gittiğim bütün yollar sana çıkıyor.” O an fark ettim ki değişen bir şey vardı. İçimdeki bir şey solup ölmüştü gerçekten. “Mutlu olmam gerekiyordu, biliyordum. Ama mutluluktan vazgeçeli uzun zaman olmuştu.” “Hayat eski ve yeni anılardan oluşan komik bir şey…” Yasımı öyle ağır bir yoğunlukla tutmuşlardı ki kalpleri ve akılları geri dönüşümü ve dönüşümün yarattığı durumları kabullenemiyordu. Çok acıydı ama artık onların dünyasına uymuyordum. Birden her şey anlamını yitirmişti. Kendimi her zamankinden daha yitik hissediyordum. “Anılar… İnsanı bıçak gibi kesiyordu.” Bence artık kendini affetmen gerek. “Okumayı sevdiğimi biliyordu. Bu, benim kaçış yolumdu.” Küçük hatalar büyük sorunlar doğurur. “Seni terk etmek hiçbir zaman planımın bir parçası değildi.” “İstenildiği gibi olan ya da olmayan şeylere üzülmekle o kadar zaman harcıyoruz ki treni kaçırıyoruz. Hayat kendi yolunu bulur ve her şey olacağına varır. Sadece yaşa ve bırak olsun gitsin.”
Kelebek Adası
Kelebek AdasıSarah Jio · Pena Yayınları · 201911.2k okunma
·
206 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.