"Ya gerçekten de yaşamam gerektiği gibi yaşamadıysam, bilinçli seçtiğim yaşamım yanlışsa?.." Lev Nikolayeviç Tolstoy'un yaşamının son dönemlerinde kaleme almış olduğu bu eser yeni ahlak anlayışının ilk örneklerinden birisi. İvan İlyiç'in ölümü; etkileyici bir konusu, insan ilişkileri, toplum ve kurulu düzenle hesaplaşma, hayatın anlamı, yaşamın sorgulanması gibi bir çok konuyu içinde barındıran, dolu dolu, soluksuz okunabilecek bir roman kendisi. Karakterimiz kitap içerisinde, meslek hayatında yüksek mevkilere çıkabilmek ve ailesini daha iyi geçindirebilmek için çabalamaktadır. Fakat bu çaba huzur ve mutluluk getirebilir mi? İvan İlyiç iyi bir mevki sahibi olduktan sonra tayin olduğu yere taşınma işleri başlar. Tadilat sırasında bir kaza geçirir ve bunun sonucunda durumu kötüye gitmeye başlar. Ailesi ile birlikte yaşamını sürdürmeye devam ederken yaşadığı kaza sorun teşkil etmeye başlar ve durumu kötüleşir. Doktorlar durumunun iyi olmadığını ve tedavi edilmesi gerektiğini söyler. Tedavi süreci devam ederken karakterimiz bakar ki kendisinde herhangi bir değişiklik olmadığından dolayı farklı yöntemlere başvurur ve birçok tedavi yöntemini dener fakat hiçbirinde tedavi protokollerine sadık kalmaz ve durumu çok daha kötüye gitmeye başlar. İvan İlyiç yatağa düştükten sonra pişmanlık ve depresyona girer. Ailesi ve çevresinden de ilgi ve alaka görmediği için iyice içine kapanır ve hayatını sorgulamaya başlar. Hiç kimse kendisini anlamaz ve umursamaz. Onu tek anlayan kişi uçağı olan bir çocuktur. Arkadaş çevresinin ise tek düşündüğü şey; ''Acaba öldüğü takdirde kendisinin yerine geçer miyim? Nasıl olsa ölen o ben değilim.'' Gibi düşüncelere kapılırlar. Kitabın kendisi zaten bir Tolstoy Başyapıtı olarak geçtiği için söylenecek çok bir şey yok sanırım. Kitabın kendisi hakkında biraz ben de bir şeyler yazmak istedim. Kitap beni de çok etkiledi. Ara ara açıp okunması gereken kitaplar arasında benim için. Önerimdir...

İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202246,1bin okunma

·

130 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Doğan Can ÖREN