Atatürk Devrimi, diğer devrimlerle kıyaslandığında en kansızı olarak gerçekleşmiştir. 14 Temmuz 1789 Fransız Devrimi, Avrupa'da ardı ardına gelen 1830, 1848 ihtilalleri, 1917 Rus Bolşevik Ekim Devrimi, Mao'nun 1949 Çin Devrimi, 23 Temmuz 1952 Mısır Devrimi, 14 Temmuz 1958 Irak Devrimi ... 1 Şubat 1979 İran Humeyni devrimi ve benzerlerine bakıldığında, bunların her birinde devrim karşıtı yüz binlerce insanın hayatlarını kaybettikleri, hanedan mensuplarının ise tümüyle katledildikleri hemen görülür. Örneğin İran'da, Resmi İran Ordusu'nun yanı sıra "Devrim Muhafızları" adı altında sivil bir teşkilat oluşturulmuş, Şah Rıza Pehlevi döneminin tüm üst bürokratları, hatta ülkeden kaçmayan veya kaçamayan kuvvet komutanlarının tamamı ve üst rütbeli subaylar tutuklanmış ve asılmıştır; yönetime Mollalar egemen olmuştur. Başta Humeyni olmak üzere bu mollaların verdikleri hükümlerle şeriat hukuku devreye girmiş ve binlerce kişi idam edilmiştir.
Üstelik bu infazların büyük çoğunluğu meydanlarda, halkın ve kamuoyunun gözleri önünde olmuştur.
Buna karşılık Türkiye'de İstiklal Mahkemeleri'nin halk önünde yaptıkları açık yargılamalar sonucu idamlarına karar verdiği kişilere dair bin dolayındaki dosya bile, hala günümüz de eleştiri konusudur. Oysa toplam 50 bin dolayında dosya istiklal Mahkemelerine intikal etmiş, bunlardan 40 bin dosya beraatla sonuçlanmıştır. Bundan kimse bahsetmez. Geri kalan 10 bin dosyadan bin kadarı idamla sonuçlanmış, geri kalanlar suçlarına göre değişik yıllarda hapis, kalebent, sürgün gibi cezalara mahkum olmuşlardır. Bundan da hiç bahsedilmez ve sanki 50.000 kişi cezalandırılmış, hatta idam edilmişçesine bir yalan kampanyası sürdürülmeye devam edilir. Böyle bir yalanla nereye varılacağı düşünülüyorsa!...
Sayfa 81 - kaynak yayınları