Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

544 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
ÇALIKUŞU, İPEKBÖCEĞİ, GÜLBEŞEKER...
SPOİLER İÇERİR!!! Çalıkuşu Feride; başucu kitabım olmaya, beni olmaz hikayelere sürüklemeye, çocukluğun o eşsiz dünyasında ağaçtan ağaca konmaya, salıncakta beraber sallanmaya, Anadolu'yu baştan uca beraber dolaşmaya sen ikna ettin ve sen bana hediye ettin. Tabii sana minnettarım. Şu an Çalıkuşu tam karşımdasın ve seni masadan kaldıramıyorum. Çünkü o kadar ezgisi, anlatışı, karakteri ve hikayesi damağımda ve dimağımda kalan kitap az oldu. Sen de bu sayılı kitaplardansın ve daha doğrusu ilk romanım yani unutulmaz ilk romanlarım arasına girmeye hak kazandın. Çalıkuşu galiba ben seni içimde yaşattım. Önce benimle doğdun, sonra anneni kaybettik, daha sonra Hüseyin'le vapura bindik beraber seyahat ettik. Babanla az bir sürede olsa beraber yaşadık. Sonra teyzenlere geldik. Beraber babaannenin azarlarını işittik, babaannenin önünde biraz durulup utandık ama daha sonra yine koşa koşa bahçeye inip ağaçlara konduk. O fondanları yiyişin yok mu bir de bunun sanat olduğunu söylemen. (Sayfa 67). Kırmızı fondanı önce yemememiz gerektiğini, ağızda eriyişini anlatman gidip tatlı bir şey yeme ihtiyacını doğurdu ama sonra yerli yerime oturdum. Seni okumaya ara veremezdim. Çünkü seni anlamayı, seni okumayı, sayfaları çevirmeyi çok sevdim. Neriman'la Kâmran'ı gördüğün gün ve ağaçtayken gülmeseydin yakalanmayacaktın bee. İşte o gün senin büyüdüğünü fark ettim nedense ama keşke büyümeseydin, büyümeseydik. Ağaçtan ağaca, bahçeden bahçeye gitmek, salıncakta fütursuzca sallanmak, akşama kadar dışarıda kalmak, ayakların çıplak da olsa o çimlerin üstünde koşmak, sonra eve gelince ayağın pis oluşu ve kimseye görünmeden hafifçe yıkamaya gitmek. Bana çocukluğumu özlettin Feride. Sana da Feride deyince çok resmi geliyor be Çalıkuşu :) Hani artık Kâmran'ın gelişi sıklaşmıştı ya ama arkadaşlarına durumu çaktırmamak için sen yine de yanına gidiyordun. İşte orada Kâmran'ın sık gelişini artık anlatamayışı ve senin bunu fark ederek Kâmran'ın elini ayağına dolaştırman, verdiğin hızlı atik kendinden emin cevap ve soruların Kâmran'ın yüzü gibi ben de kızardım. Kâmran'la nişanlandığın vakit sen hala büyümemiştin Çalıkuşu. Sen hala öğrenciydin, sen hâlâ çılgın bir kız çocuğuydun, sen hala o dereden karşıya geçmeye çalışan kız çocuğuydun. Sen büyümemiştin ama seni zorla büyüttüler. Zaten o yüzdendir ki "Sarı Çiçek" romanını öğrenince baştan başa kaçışın. Tabii ki Kâmran'ın durumu kötüleştirmesi, "Sarı Çiçek" romanını kendisinin yazması, seni anlayamamışken başkasına kendisini farklı anlatması. Yine o çarşaflı kadın benim de sokağımdan içeriye girdi. Bana Feride'yi sordu. Senin bahçede olduğunu söyledim. Durumu öğrenince Kâmran'ın yanına hiç uğramadan beraber odaya çıktık, beraber o karanlıkta bavulu topladık. "Sarı Çiçek" romanını artık bildiğimizi yazdık ve kapıyı çekip o odanın kapısını ve o hayatı beraber kapattık. Bavulunu aldığın vakit o akşam vakti nereye gideceğini, kimin yanında seni bulamayacaklarını, nerede ne kadar kalabileceğini tartıştık. O Hacı Kalfa yok mu o Hacı Kalfa ne tatlı insan ya. Ailesi de bir o kadar samimiydi. Hacı Kalfa ile tanıştığın vakit o karanlık, dar odadan çıkmayışını, şen şakrak olmayışını anlıyordum. Diğer dairelerde kalan kişilerin halini, akşam vakti birdenbire çıkan kavgayı, eşler arasındaki anlaşmazlığı beraber gördük. B... şehrini, Ç... şehrini, Kuşadası'nı ve daha nice memleketi gezmen baştan başa. Öğrencilerine bir öğretmen edasıyla değil abla edasıyla ders vermen. Kurduğun bağlar, insanların seni tanımadan verdiği yargılar ama senin yine de sabrın. Ama belirtmek isterim ki ben senden bunu beklemezdim. Bu ön yargılara, haksızlıklara, seni tanımadan bir kaba koymaya çalışanlara neden cevap vermedin, niye başka şehirlere kaçtın? Niye beni de peşinden sürükledin :) Kitabın bu yerlerinde kendi kendime söylendim, sana sitem ettim. Hadi Çalıkuşu bir ağızlarının payını ver de alsınlar cevaplarını, hadi Çalıkuşu, hadi hadi derken bir baktım ki başka şehirdeyiz. Biliyorum sen bir kaçaktın. Çünkü kaçmadan önce yaralanmıştın ve her kaçışında da bir darbe daha alıyordun ama kız Çalıkuşu ver cevabını diye diye ağzımda tüy bitti. Ama anlıyorum seni de bitiktin. Hayrullah Bey ne babacandı, seni gözlerinden anlayan, bazen seni senden de iyi bilen, başını omzuna koyabileceğin bir babaydı. Tam baba gibi babaydı. Sinirliydi, bazen durgundu ama yine de senin yanında olan halinden anlayan oydu. Tuttuğun defteri ben de okudum, şehirleri tasvir edip yazarken ben de birkaç satır ekledim. Zeyniler köyünün tek renkliliği içinde farklı bir renk aramaya çalıştığım. Farklı bir renk bulunca çocuk gibi sevindik. Çocukların isminin Zehra ve Ayşe olmasına ben de senin kadar şaşırdım. Çocukların bu yaşta evlenmesi ama " Büyüklerin ben bu yaşta bilmem ne ne yaptım, bu yaşta bilmem ben/biz şöyleydik böyleydik. Laflarına patladım. Gel gelelim Munise'ye. Munise ne tatlısın sen ya. Çalıkuşu'nu tekrar Çalıkuşu olmaya ikna ettin. Karın soğuğunda Çalıkuşu'na teslim oluşun, yüzünün morarışı, o gün kendine gelemeyişini ben de hissettim, gördüm, anladım. Ama birden bire yatağa düştüğünde ben de kendimi çok kötü hissettim. Çünkü sen daha küçücüktün, büyümemiştin. Sen Çalıkuşu ile birlikte güzeldin. Çalıkuşu sen gidince yalnız kaldı. Derbeder oldu. Hayrullah Bey ile tekrar karşılaşmanız, kızı olarak beraber oluşunuz, sonra hayatın her yerinde bilmeden sormadan sadece konuşmayı ve dedikodu çıkarmayı seven insanların asılsız iddiaları yüzünden yine kaçışınız ve bir yere sığınışınız... Ne gariptir ki gitmek bir nebze daha kolay oluyor ama geride kalanlar için her şey daha zor oluyor ve hele ki geriye dönemiyorsan geride kalanların o vakit ne yaptığını bilmemek büyük bir çaresizliğe dönüşüyor. Bunları neden mi diyorum çünkü Kâmran'ın seni aradığını ama her seferinde bulamayışı, ümitsiz bir cevapla karşılanışı ve onun da zoraki bir hayat kurma çabası ama kabul edelim Kâmran hak ettin. Çünkü "Sarı Çiçek" romanını sen yazdın, Çalıkuşu romanına kendin ara verdin. Kitabın en sevdiğim yanlarından biri de şu ki Feride'nin gerçekten iyi bir başrol oluşu. Anadolu'nun harap olduğu yıllarda bir kadın karakterinin hayatının anlatılışı, Kurtuluş Mücadelesi'nde Feride'nin hemşire rolünü de üstlenişi... Sayısız güzel neden güzel bir roman için. Kitabın en güzel rolüne gelelim. Tabii ki de ATATÜRK. Atatürk'ün en sevdiği kitaplardan. Savaş sırasında dahi okuduğu bir kitap. Bu kitabı okumak için daha güzel bir neden olabilir mi? Belki bu güzel durumu ben net açıklayamamış olabilirim ama bu incelemeyi #179053677 ve gönderideki
꧁Funda Usta꧂
꧁Funda Usta꧂
'nın yorumunu bırakarak daha net açıklayanları okumanız dileğiyle. " Asıl gençlik, ruhun gençliğidir." sayfa 477 " Ne bileyim, insan kalbi, öyle anlaşılmaz bir şey ki!.." sayfa 424 " Yanlarındaki ağacın dalında bir çalıkuşu ötüyordu." sayfa 541 Kitabı okuyun, okutun, hediye edin... HOŞÇAKALIN :)
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019102,3bin okunma
··
935 görüntüleme
Hakan okurunun profil resmi
Kitabın içeriği ve konusu hakkında çok güzel bir inceleme olmuş Helin hanım; ancak kitabı okumayanların incelemeyi okumasını tavsiye etmem, sürpriz bozan var :) Sona benim incelememi koydugunuz için ayrıyeten teşekkür ederim, mutlaka Funda hanımın da yorumu okunsun derim kesinlikle. Kaleminize sağlık.
yadigarhelin okurunun profil resmi
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Genel itibariyle inceleme yazısı yazdığımda Spoiler bulunuyor yazısını kondurmayı unutuyorum. Şimdi eklerim. Ve inceleme yazımda hem sizin incelemenizi hem de Funda Hanım'ın yorumunun bulunması gerekiyordu çünkü her ikisi de önem arz eden ve gerçekten kitapla ve Atatürk ile alakalı güzel yazılardı.
꧁Funda Usta꧂ okurunun profil resmi
İncelemenizde benden bahsetmeniz ne güzel bir sürpriz oldu. Çok onur duydum, teşekkürler. Yazdığım naçizane ek bilgilerdi. Sizinde kaleminize sağlık. Bir bilgi daha vereyim: Kuşadası’na yolunuz düşerse Çalıkuşu filminin çekildiği Feride’nin evini de mutlaka ziyaret edin. O atmosferi yaşayın. Keyifli okumalar dilerim...😊
yadigarhelin okurunun profil resmi
Öncelikle yorumunuz için ben teşekkür ederim. İnceleme yazımda sizin ve Hakan Bey'in yorumları bulunmasaydı eksik olabilirdi. Çünkü Atatürk ve kitap hakkında güzel bilgilerdi. Eğer incelemeyi okuyan kişiler olursa o paylaşımları da görmesi gerektiğini düşündüm. Umarım yolum Kuşadası'na düşer ve filmin çekildiği yeri görebilirim. Kitabı okuduktan sonra da şu an filmini belki izlerim. Keyifli okumalar :)
gül okurunun profil resmi
Kitabı okuyanlara ne güzel bi inceleme armağan ettin ,kitabı özlemişim .Bu ikinci çalıkuşu incelemesi okuyuşum bana ninni gibi geldi ...
yadigarhelin okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Ben bile şu anda kitabı özlemeye başladım. Umarım tez vakitte unuturum da tekrardan okuma şansı elde ederim :)
yadigarhelin okurunun profil resmi
Birkaç saat önce Çalıkuşu kitabının uyarlanması olan Çalıkuşu adlı filmi izledim. Türkan Şoray ve Kartal Tibet'in başrollerde olduğu filmi. Öncelikle tebrik etmek lazım kitaba çok sadık kalınarak yapılmış bir filmdi. Hatta o kadar sadık kalınmıştı ki bazı yerlerini kitaptan ötürü bildiğim için kendi kendime tekrar ederek söylüyordum. Günümüz dizi ve film uyarlamalarında bunu görmek hayli zor oluyor o yüzden çok beğendim. Film mi kitap mı derseniz tabii ki de kitap. Çünkü kitap okumak ayrı apayrı bir macera ve güzellikte. Bu yüzden tabii ki de kitabı seçiyorum ama filmin de kitaba sadık kalınarak uyarlanmasına çok sevindim.
yadigarhelin okurunun profil resmi
Çalıkuşu senden şikayetçiyim. Neden mi? Hiç öyle bilmemezlikten gelme, o kadar güzel bir kitapsın ki seni okuduktan sonra diğer kitaplardan tat alma ya da zevk alma duygum köreldi galiba hala senin etkinden çıkamadım. Kitapları hala okumayı çok seviyorum okuyorum da ama nedense gözüm hep seni arıyor. Ellerim senin sayfalarını çevirme İhtiyacı duyuyor. Umarım tez vakitte bu duygu ortadan kalkar da soluksuz bir şekilde kitapları okumaya devam ederim :)
yadigarhelin okurunun profil resmi
Çalıkuşu kitabının fiyatının 229 lira olduğunu gördükten sonra bir daha incelemeyi paylaşasım geldi :D
yadigarhelin okurunun profil resmi
Kitabı okuduktan sonra 3 kişinin daha okumasına vesile oldum. Biri yengem, okudu ama artık böyle heyecanlı ve aktif bir kitabı okumak için geç kaldığını söyledi ve daha sonra da ekledi 'Feride niye hiç yerinde durmuyor' dedi. Bak yengem falan diyip kitap hakkında konuştuk. İkinci okuyan kişi ise kuzenim oldu. Tabii hem yaşı itibariyle hem de anlatılanların onu çekip alması sebebiyle kitabı beğenerek okumuştu. Birazcıkta onunla kitap hakkında sohbet ettik. Üçüncü kişi ise kuzenimin sınıf arkadaşı oldu. Kuzenimin bu kadar iştahlı okuduğunu görünce o da okumak istemiş, o da kitabı beğenmişti. Yani kısacası okuyun okutturunnn.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.