Gönderi
Stefan Zweig’i ilk olarak ‘Korku’ isimli kitabıyla tanımıştım. Konusu oldukça ilginçti. İnsan psikolojisi de çok iyi ele alınmıştı. Merak edip araştırınca, kitapları çok satan bir yazar olduğunu gördüm. Bir çoğunu da okudum. Ama asıl biyografi kitaplarını keşfettiğimde yazarın gerçek değerini anlayabildim diyebilirim. ‘Dünün Dünyası’ kitabında ise kendi hayatından yola çıkarak, tanık olduğu dünya savaşlarını anlatıyor.
Zengin bir yahudi ailenin çocuğu olarak Avusturya’da sorunsuz yaşarken çok iyi bir eğitim gören Zweig, çok sayıda da dil öğrenir. Ailesinin zenginliğine sırtını dayamak istemediği, kendi gücüyle ayakta durmak istediği için memleketinden ayrılarak başka Avrupa şehirlerinde tahsilini tamamlar. Oralarda yaşamına devam eder. Çok genç yaşlarda edebiyatta önemli başarılar kazanır. Fakat, Birinci Dünya Savaşı ile herkesin olduğu gibi onun da hayatı altüst olur. Ülkelerin sınırları olmadan herkesin özgürce, barış içinde, istediği yerde yaşaması gerektiğine inanan Zweig, savaşın etkilerini çok derinden hisseder. İkinci Dünya Savaşı’na kadar olan boşlukta kendini nispeten topralayabilmişken, bu sefer Yahudi olduğundan tüm kitapları yokedilip, Avusturya vatandaşlığından atılarak çok daha büyük acılara düşer. Savaşın olduğu bölgelerden uzaklara kaçsa da etkilerinden kendini kurtaramaz. Daha önce pasaportuyla dünyayı gezip bunun mutluluğunu yaşarken, artık pasaportu elinden alınmış, yurtsuz bir sığıntı olarak yaşamaya mahkum edilir. Bu yüzden de 1942 yılında eşiyle birlikte intihar eder.
Gereksiz hiç bir detaya girmeden, son derece sade bir dille yazılmış bu kitap, büyük bir zevkle okunuyor. Çevirisi de mükemmel. Dünya savaşlarını görmüş önemli bir edebiyatçının gözünden o dönemi okumak paha biçilmezdi.
·
65 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.