Farilya, şiddet gören kadınlara yardım ettiği bir iş yerinde çalışıyordur. Toplumun kanayan yarası bu kafayla giderse ne dikiş tutardı ne de kabuk bağlardı. Ama o, elinin uzanabildiği, ona sığınan herkese yardım elini uzatırdı. Gönül ilişkilerine ise sakınganca seğirtiyor, kendince ördüğü duvarlara, geçmişte gördüğü durumlara denk gelmeden yoluna gidiyordu. Ama bir gün katıldığı Zoom partisinin onun için bilmediği bir ilişkinin başlangıcı olacağını kimse öngöremezdi. . Tüm olaylar bir çakmakla başlamıştı. Durup durup eline alıp bakıyordu. Sanki bir yürek yangını çıkartmak istiyordu çakmak. Uzun bir aradan sonra yeniden gönlüne giden yollardaki çığ kalıntılarını kaldırmak istiyordu. Hem o baharatlı kokuya nasıl karşı koyabilirdi ki? . Herkesin Prens dediği adam da vurulmuştu ona. İlk buluşmaları, ilk birlikte oluşları, ilk yanışları derken göğe yürek biçimde dumanlar yükselmeye başlamıştı bile. Ama o dumanı bozmak yeğni bir esintiye bakabiliyordu bazen. Bazen de yepyeni bir biçime sokuyordu. Peki, ikisini yakan kor köze dönüşürken kül olarak kalacak olan neydi? Anılar mı, acılar mı, yaşanmışlıklar mı? . Farilya'nın hem ağzından hem iç sesinden okuduğumuz Prens Çıplak, kadın erkek ilişkisinin tümüyle kadın gözünden anlatıldığı, dolayısıyla da duyguların her birinin satırlara aktarıldığı bir betik. Yan kişiliklere az söz düşüyor. . Kadın okurlarca beğenilecek ancak erkek okurlarca biraz yoğun, uzun bulunacak P.Ç. Başı sonu bilindiğinden merak olgusu pek yok. İç sesler düşünce akışıyla yazılmış. Çoğu durum anlatısı. Çevrede dönen olaylar var ancak hiç içine girilmiyor. Belki birkaçı kurguya ayrıntılı eklenseydi ana düşünce de yerine giderdi. Kanımca elenmesi, eklenmesi gereken yerler vardı. Kişiliklerin özgeçmişlerine pek girilmese de neden öyle davrandıklarına az çok değinilmiş. Günlük dilde, okuması kolay ama bazen kendini yineliyor. Sona doğru yaşanan havaalanı, araç olayı kurguya biraz hız katmış. Sonsa üzerinde düşündürttü. Ama şu var ki kadın doğru yetiş(tiril)irse toplum da doğru yetişir. Bunun için de erkeğin doğru yetiş(tiril)mesi gerekli. Kendi kuyruğunu yiyen yılan gibi biraz bu durum. Kendi kendine zarar verdiğini göremiyor toplum. . Betikle esen kalın.

Prens ÇıplakDilvin Gerçek Arıcı · Yediveren Yayınları · 202280 okunma

·

108 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Betikevi