Gönderi

283 syf.
·
Not rated
·
Liked
Kendi varlığımın sesi olayım istedim yazık ki"kadın"dım.
Şiirlerini ve kendisini çok sevdiğim bir yazardan bahsetmek istiyorum sizlere. Onun her şiirinde ayrı bir ezgi, ayrı bir lisan, ayrı bir anlam ve duruş vardır. Furuğ Ferruhzad... Furuğ, Tahran'da doğup büyüdü. Küçük yaşta şiire olan ilgisi başladı ve onu üne kavuşturacak şiirlerinin temelini atmış oldu. Furuğ, daha on altı yaşındayken kuzeni Parviz Shapour ile evlendi. Ve bir yıl sonra oğlu Kamyar doğdu. Ancak furuğ'un oğlunu doğurduktan sonra güzelleşmesi, olgunlaşması üzerine değişen fikirleri ve düşünceleri nedeniyle kocasıyla anlaşamamaya başladı. 1954 yılında çift boşandı, Kamyar'ın velayeti de babasına verildi. Çünkü İran'da velayet kadınlara verilmemektedir. Oğlundan ayrı kalmak Furuğ'u derinden üzer ve acısını dindirebilmek için şiire yönelir. Pek çok şiirinde oğluyla ayrı kalmak zorunda bırakılışının acısını görebilirsiniz. Bundan sonraki tek amacı kendisini şiire adamaktır. İran'dan ayrıldıktan sonra şiirlerini yayınlamaya başlar. Şiirinde özgün bir dil kullanan Furuğ'un yalın anlatımı ve kendi yaşamındaki sorunları kağıda dökmesi o dönemde tartışmalara yol açmıştır. Ayrıca şiirlerinde yazdığı şeyler erotik olarak bulunmuştur. Oysa Furuğ'a göre kendi ülkesindeki erkekler, belirli bir kalıba göre yaşamaktadır. İran'da kadınlara daha iyi haklar verilmesini ve kadınlara bencilce değil, adil bir şekilde davranılması gerektiğini savunur. Şiirlerinde de sık sık rastlayabilirsiniz bu konuya. "Gel, ey erkek, ey bencil varlık Gel kafesin kapılarını aç Beni ömür boyu zindanda tutmuşsan eğer Bari bir anlık olsun serbest bırak." *** Şiirlerini sevmemin en büyük sebebi, yalın bir dille kelimelere hakimiyet kurması. Dilimize çevrilen şiirlerinin güzelliği, kendi orijinal dilindeki halini bana merak ettiriyor. Keşke asıl dilinde okuma fırsatım olsa diyorum. Onun sözlerinde hep bir başkaldırı vardır. Sanırım en çok da bu yüzden hayranım ona. Ülkesindeki işleyişe karşı durmuş, acılarının rüzgârında savrulmuş ve bu fırtınaya meydan okumuş devrimci bir kadındır. Bunun yanı sıra kendine özgü bir anlatımı var Furuğ'un. Bir yerde herhangi bir sözünü görsem, bunu kesinlikle Furuğ yazmıştır diyebiliyorum. Sayısız şiir kitabı okuma fırsatım oldu ama şunu söyleyebilirim ki Furuğ'un bendeki yeri bambaşkadır. "Ve sizi gördüğümde kendim olmak istiyorum, gülmeyen, konuşmayan ve fakat bir köşeye sinip çöken biri değil. Benim en büyük derdim sizin beni tanımamış olmanızdır ve hiç bir zaman da tanımak istemediniz ve belki de hâlâ siz benim hakkımda düşündüğünüzde, beni uçarı, ve aşk romanları ve Tahran Musavver dergisinin öykülerinden kafasında aptalca düşünceler oluşan bir kadın olarak biliyorsunuz. Keşke öyle olsaydım ve mutlu olabilseydim. İşte o zaman dünya küçücük bir odacık olurdu ve ben, dans partilerine gitmekle ve güzel ve şık elbiseler giymekle ve komşu kadınlarla çene çalmakla ve kaynana ile dalaşmakla ve kısacası pis ve anlamsız binlerce işlerle yetinirdim ve daha büyük ve daha güzel bir dünyayı tanımazdım ve bir ipek böceği gibi kendi kozamın sınırlı ve karanlık dünyasında kıvranır ve büyürdüm ve hayatımı sona getirirdim. Fakat ben böyle yaşayamazdım. Ben kendimi bildiğim andan beri, benim başkaldırım ve isyanım bu aptalca görünüşü ile başlamıştır. Ben büyük olmak istiyordum ve istiyorum. Ben, bir gün doğup ve bir gün bu dünyadan çekip giden ve artlarında bu geliş ve gidişlerinden her hangi bir iz bırakmayan yüz binlerce insan gibi yaşayamam. Bende bu duygu var, fakat şimdiye kadar yaptıklarımın tümü doğrudur ve kimse bana itiraz edemez demiyorum. Hayır, ben yaşamımca birçok hatalar yaptığımı kendim de biliyorum. Ama kim yaşamları boyunca yaptıklarının, düşündüklerinin ve davrandıklarının tümünün doğru olduğunu söyleyebilir? Şairin dediği gibi: "Bu dünyada yaşam iki olmalı/ biri deneyim kazanmak/ diğeri deneyimleri kullanmak için."(206.syf) *kaçıyorum bu insanlardan görünüşte benimle olan fakat içlerinde hakaretten eteğime bin bir yama yamayan. *... umudumun gözünde sen ölümün gülümsemesisin. *kendi varlığımın sesi olayım istedim yazık ki"kadın"dım. *keşke biz o iki kırlangıç olsaydık ömür boyu yolculuk etseydik bir bahardan diğer bahara. *ve paramparça olmak o birleşik varlığın giziydi en değersiz zerresinden güneş doğdu. *Dinle karanlığın esintisini duyuyormusun? bakiyorum elgince ben bu mutluluğa bağımlısıyım ben kendi umutsuzluğumun. *Saatlerce ölülerin bakışları misali kıpırtısız bakışlarla bir sigara dumanına dalabilir insan bir fincanın biçimine yada renksiz bir çiçeğe, bir halıya düşsel bir çizgiye, duvara. *biz doğruyu bahçede bulduk adsız bir çiçeğin utangaç bakışında ve ölümsüzlüğü bitimsiz bir anda, iki güneşin birbirine dalıp baktığı .. *Ah ... budur benim payıma düşen budur benim payıma düşen benim payıma düşen bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden inmektir ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette benim payıma düşen. anılar bahçesinde hüzünlü gezintidir ve "ellerini seviyorum" diyen sesin hüznünde ölmektir ellerimi bahçeye dikiyorum yeşereceğim, biliyorum. biliyorum, biliyorum ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın çukurunda yumurtlayacaklar. *Yalnızlık boyutlarındaki bir odada aşk boyutlarındaki yüreğim kendi mutluluğunun sade bahanelerini seyreder saksılarda çiçeklerin güzelim yok oluşunu ve senin bahçemizde diktiğin fidanı ve bir pencere boyutlarında öten kanarya ötüşlerini. *Tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir seni kendinde tekrarlayarak çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek ben bu ayette seni ah çektim, ah ben bu ayette seni. ağaca ve suya ve ateşe aşıladım. *Şiir benim tanrımdır, işte ben şiiri bu denli seviyorum. Gecem, gündüzüm bunu düşünmekle geçiyor, kimsenin söylemediği yeni bir şiir, güzel bir şiir söyleyeyim diye. Kendimle baş başa olmadığım ve şiiri düşünmediğim günüm, anlamsız ve bir hiç sayılır. Belki şiir görünüşte beni mutlu kılamaz ancak ben mutluluğu kendim için başka türlü yorumluyorum. Mutluluk benim için ... güzel elbise iyi yaşam ve iyi yemek değil. Ben, ruhum memnun olduğu zaman mutluluk duyuyorum ve şiir benim ruhumu memnun ediyor. Şayet, insanların elde etmek için çırpındıkları o güzellikleri bana verseler ve karşılığında şiir söyleme yeteneğini benden alsalar, intihar ederim. Siz benden vazgeçin, siz bırakın ben sizce mutsuz ve aylak olayım, ancak ben hiç bir zaman yaşamımdan yakınmayacağım. *Hep kapalı bir kapı gibi olmaya çalışmışım, kimse korkunç içimi görmesin ve tanımasın diye... bir insan olmaya çalışmışım, kendi içimde yaşayan bir varlık olduğum halde...Biz bir duyumsamayı ayaklarımız altında eze biliriz fakat ona asla sahip olmadan yapamayız.
Yaralarım Aşktandır
Yaralarım AşktandırFuruğ Ferruhzad · Kanguru Yayınları · 20092,007 okunma
·
362 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.