Gönderi

Yok saydıkları, çoğu yerde İslam kozmolojisi ile örtüşen bir kaynak olan ve meşhur Türkolog Wilhelm Radloff tarafından tesbit edilen Altay efsanesinde yer ve içindekilerin yaratılışı bakın nasıl anlatılıyor: "Evvelce ancak su vardı; Yer, Gök, Ay ve Güneş yoktu. Tanrı(Ruday) ile bir 'kişi' vardı. Bunlar kara kaz şekline girip su üzerinde uçuyorlardı. Tanrı hiç bir şey düşünmüyordu. 'Kişi' rüzgâr çıkarıp suyu dalgalandırdı ve Tanrı'nın yüzüne su serpti. Bu 'kişi', kendisinin Tanrı'dan büyük olduğunu sandı ve suyun içine daliverdi. Su içinde boğulacak oldu; 'Tanrı, bana yardım et!' diye bağırmaya başladı. Tanrı 'yukarı çık!' dedi, o da sudan çıkıverdi. Tanrı şöyle buyurdu: 'Sağlam bir taş olsun!' suyun dibinden bir taş çıktı. Tanrı ile 'kişi' taşın üzerine oturdular. Tanrı 'kişi'ye: 'Suya dal, oradan toprak çıkar!' dedi. 'Kişi' suyun dibinden toprak çıkarıp Tanrı'ya verdi. Tanrı bu toprağı suyun üzerine atarak yer olsun (yer bütsün)!' dedi. Böylece yer yaratılmış oldu. Bundan sonra Tanrı yine 'kişi'ye: 'Suya dal, toprak çıkar' dedi. 'Kişi' suya daldı ve 'ben kendim için de toprak alayım' diye düşündü, iki eline toprak aldı; bir elindeki toprağı, kendi başına iş görmek düşüncesiyle, ağzına soktu. Tanrıdan gizlice yer yaratmak istiyordu. Bir elindeki toprağı Tanrı'ya verdi. Tanrı bu toprağı saçıverdi, katı yer meydana geldi. Deminki 'kişi'nin ağzında gizlediği toprak da büyümeğe başladı. Nefesi tıkanıp boğulacak, ölecek oldu Tanrı'dan kaçmaya başladı. Fakat nereye baksa Tanrı'yı yanında buldu. Boğulmak üzere iken 'Ah Tanrı, gerçek Tanrı, bana yardım et!' diye yalvardı, Tanrı ona: 'Ne yaptın? Ağzına toprak saklayayım diye mi düşündün? Bu toprağı ne için gizledin? ' diye sordu. O'kişi' cevap verdi: 'Yer yaratayım diye bu toprağı ağzımda gizlemiştim. Tanrı ona, 'at ağzından o toprağı!' dedi. 'Kişi' toprağı atıverdi. Bu topraktan küçük küçük tepeler meydana geldi. Bundan sonra Tanrı şöyle dedi: 'İmdi sen günahlı oldun; bana karşı fenalık düşündün. Sana itaat eden halkın (sanga bakkan albating) düşünceleri dahi fena olacaktır. Bana itaat eden halkın düşünceleri arı, temiz olacaktır; onlar güneş görecekler, aydınlık görecekler. Ben gerçek Kurbustan adını almışımdır. Senin adın ise Erlik olsun; günahlarını benden gizleyenler senin halkın olsun; günahlarını senden gizleyenler benim halkım olsun! ' dedi." "Dalsız, budaksız bir ağaç bitmişti. Bu ağacı Tanrı gördü ve'dalları olmayan ağaca bakmak hoş bir şey değil; buna dokuz tane dal bitsin!' dedi. Ağaçta dokuz dal bitti. Tanrı yine şöyle dedi: dedi : 'Dokuz dalın kökünden dokuz kişi türesin ve bunlardan dokuz ulus olsun!' Bu sırada Erlik bir kalabalığın gürültüsünü işitti ve 'bu gürültü nedir?' diye sordu. Tanrı, 'sen de bir hakansın, ben de bir hakanım. Bu gürültü yapan kalabalık benim ulusumdur' dedi. Erlik bu kavmin kendine verilmesini istedi. Tanrı ona 'hayır, sana vermeyeceğim. Sen kendine bak!' dedi. Erlik: 'Dur, bakalım. Tanrı'nın şu ulusunu bir göreyim' dedi ve kalabalığa doğru yürüdü. Bir yere geldi. Burada insanlar, yabani hayvanlar, kuşlar ve başka birçok canlı yaratıklar gördü ve 'Tanrı bunları nasıl yaratmış? Bunlar ne ile besleniyorlar?" diye düşündü. Burada bulunan insanlar bir ağacın meyvesiyle besleniyorlardı. Ağacın bir tarafındaki meyveyi yiyiyorlar, diğer tarafındaki meyvelerden ağızlarına almıyorlardı. Erlik bunun sebebini sordu. İnsanlar ona cevap verdiler: 'Tanrı bize bu dört dalın meyvesini yemeyi yasak etti. Güneşin doğduğu yanda bulunan beş dalın meyvelerinden yemeyi buyurdu. Yılan ile köpeğe 'bu ağacın dört dalından yemek isteyenleri bırakma' diye emretti. Bundan sonra Tanrı göğe çıktı. Beş dalın meyveleri bizim aşımız oldu." Metin Erlik'in (İblis'in) Törüngey (Âdem) adındaki insana yaratıcının yalan söylediğini iddia ederek meyveden yemesi için telkinde bulunması ve Törüngey'in (Âdem) karısı Eje'nin (Havva) meyveyi yiyerek kocasına ikram etmesi, Erlik'in (İblis) lanetlenmesi, insanların karanlık dünyaya sürülmesi, ardından Mangdaşire (Mikail) ile Erlik'in (İblis) gökteki savaşıyla devam ediyor.
Sayfa 27
·
73 views
Enes Çeçen okurunun profil resmi
Çok güzel bir kitap okudukça insanın zihni açılıyor. Yeni dünya düzenininden de bahsediyor fakat insanlarımız yeni dünya düzenine inanmıyor, okudukça piyon olduğumuzun farkına varıyoruz 🌝
• exulansis 〄 okurunun profil resmi
Hiçbir görüşün fanatikliği doğru değildir. Fakat, her görüşe önyargısız yaklaşarak anlama ve görüş alanını genişletmek amacıyla daha farklı bakış kazanma açısından her türlü bilgi, fikir gayet okunulabilir kanımca. Bunun farkında olunca, aslında bir şey kaybetmediklerini bilakis kazanacaklarını görürler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.