-spoiler içerir- Ehem! Nereden başlasam bilemiyorum. Öncelikle gördüğüm genel yargı ikinci kitabın ilkine göre daha fazla beğenildiği ama ben ilkini daha çok beğenmiştim. Bu kitap, önceki kitabın kaldığı yerden direkt devam ediyor öncelikle o yüzden bir zaman atlaması karmaşasına girmiyoruz başlangıçta. Sonunda ilk kitabın tamamı boyunca dikte edilen "Darin'i Kurtarmak" gerçekleşiyor ve Elias ve Laia çıktıklıkları bu yolun sonunda bir şekilde Darin'i kurtarıyorlar. Şimdi incelemeye bakalım: Kitap fena başlamıyor, bıraktığı yerden aynı tempoyla devam ediyor ama ortalarına geldikçe iyice sıkılmaya başlamıştım. İlk kitabı okurken sürekli fazladan okumak için zaman yaratmaya çabalarken bunu elime bile zor aldığım zamanlar oldu. Neyse ki sonlara doğru yaklaştıkça tekrar eski temposunu yakaladı. Elias'ın kaderini ilginç ve özgün buldum. Çünkü sürekli iyileştirme yeteneğinden dolayı bir noktada Helene ve Elias'ın buluşmasını ve Helene'in onu iyileştirmesini bekliyordum aksi takdirde açıkça ölüyordu. Onun yerine limboda kaldı, ne ölü ne de yaşıyor. Kitapta buraya Bekleme Alanı deniyor. Elias da oranın yeni bekçisi. İkinci ve son beğendiğim kısım Helene tarafıydı hikayenin. Evet, bu kitapta üç kişinin gözünden okuyoruz artık hikayeyi. Helene'den önceki kitapta pek hoşlanmıyordum ama bu kitapta favorilerim arasına girdi. Karakter hem bir gelişim içindeyken hem de sahip olduğu duruşunu korumasına bayıldım. Ana karakterlerin eksiği de bu bence. Karakter olmalarına rağmen tipleme gibiler, neredeyse hiç değişim gelişim göremedim. Harper'ı daha fazla okuyabilmek isterdim sadece, ilgimi çekti o da. Keenan, ah Keenan! İtiraf ediyorum ben Keenan'ı seviyordum. O önyargıyla belki ilk asıl kimliğiyle karşılaşınca yazarın Laia ve Keenan ilişkisinin fazla derinleşmesi sonucu nasıl Elias ve Laia arasından Keenan'ı çıkaracağını bulamayınca böyle bir yola başvurduğunu düşündüm. Yıldız parçalarını toplamak içindi muhabbeti mantıksız değil itiraf edeyim. Aynı kısa ve ani yola başvurma işini Laia'nın görünmezlik olayında da düşündüm. Çok mantıksız değiller ama fazla aniler ve bu öyleymiş gibi görünmesine sebep oluyor. Keenan'a değindikten sonra şu aşk üçgenine de değinmenin sırası. Eğer kitapta aşkın kayda değer bir yeri olsaydı Laia'nın bir sayfada Keenan'a öbüründe Elias'a yaklaşmasını Elias'a ciddi hakaret olarak görürdüm ama ana karakterlerimiz arasında aşk uzun süre üzerinde durulacak kadar değerli değil. Birbirlerine bağlılar ama sorumlu değiller. Hikayer çiftler değil bireyler üzerinden gidiyor çünkü. Betimlemeler üzerine düşüncelerim bu kitapta da değişmeden kalıyor. Özellikle burada işin içine bir de Kauf girince daha da üzüldüm Kauf'u daha iyi hissedemediğim için. İncelemeyi sonlandırma vakti artık. Üçüncü kitaba sahip değilim ve yakın zamanda almayı planlamıyorum. Seriye devam etmek istemediğimden değil. Hem dördüncü kitaba çevrilmesi için biraz süre vermek için hem de okunacak çok fazla kitabım var şu anda.

Gece ve AteşSabaa Tahir · Epsilon Yayıncılık · 2021157 okunma

·

161 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elizabeth Taylor