Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

200 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Biraz uzun bir inceleme olabilir ama okumayı düşünenler için bir ön bilginin kesinlikle gerektiği kanısındayım ve umuyorum yardımcı olur. Öncelikle kabataslak içerikten bahsedeyim. Fromm sevgi üzerine yaklaşımını aktarırken konuyu iki dala ayırır, bunlar "teori" ve "pratik". Teori bölümünde tanrı sevgisi, kardeşlik sevgisi, anne sevgisi gibi kategorize edilmiş yaklaşımlar mevcut. Bana kalırsa psikanaliz dünyasına heyecan getiren şey tam olarak bu. Konuşulanın doğruluğu ya da yanlışlığı değil. Ancak bu sayede görece aykırı ve uzlaşması zor düşünce biçimleriyle karşılaşabiliyoruz. Sevme Sanatı'nda da Neo-Freudyen bir yazar olarak Fromm'da bu özelliği görmek mümkün ama bu eseri sosyolojik bir yapıt olarak kabul edip bu bakışla okumak hem sizi hayal kırıklığına uğratmayacak hem de hayatınıza yeni pencereler açmanıza fırsat sağlayacaktır, çünkü sevme olarak bahsedilen şey bugüne kadar düşündüklerinizden bayağı farklı ele alınıyor. Eser genelinde Fromm'un hoşuma giden birçok yaklaşımı oldu, bunlardan en sevdiğim kuşkusuz sevginin bir eylem olduğu yaklaşımıydı. Bu noktayı açıklamak zor olacak ama, galiba bugüne kadar sevgi üzerine okuduğum en güzel sözü bu eserde buldum: "Sevmek bir eylemdir; edilgen bir duygu değil. Bir şeyin 'içinde olmaktır', bir şeye 'kapılmak' değil." Bu alıntıyı daha anlamlı hale getirip açıklamak mümkün; çeviride ne kadar "eylem" sözcüğü seçilse de özgün metindeki kelime "activity". Bu bağlamda sevgiyi "eylem" yerine "faaliyet"e yormak sanıyorum bize daha güzel kapılar aralayacaktır. Çünkü ne kadar birbirlerine yakın anlamları olsa da, "faaliyet" bana içinde ruhsal bir istenç veya çaba olmadan gerçekleştirilebilir bir edim gibi gelmiyor. Hoşuma giden diğer bir noktaysa ideal sevme durumu içinde "kendiliğinizi" koruma halinin, yani birliktelikte aynı anda "ayrı" iki insan olabilme yetinizin gözlenebilir olması. Fromm'a göre birini gerçekten sevmek, ilişki içinde salt olarak var olabilmekten geçer, gerek düşünsel gerek sözsel olarak var olabilmek. Çünkü koşulsuz bir teslimiyet, yargı mekanizmanızı durduracağı gibi, karşı taraf için bir "özne" olmanıza da engel olacaktır. Buraya kadar benim için keyifli kısımlara değinmiş oldum, şimdiyse biraz okurken can sıkan kısımlara gelelim. Yazımın başlarında dediğim gibi kitaptan psikoloji ağırlıklı bir anlatı beklerseniz çok ama çok hayal kırıklığı yaşarsınız. Zira başarılı bulduğum girişler devamında çokça arapsaçına sardı. Fromm sanıyorum, eleştirel teori ekolüne yakınlığından olacaktır, bağdaşması güç konuları oldukça yüzeysel şekilde birbirine bağlamaktan hiç kaçınmıyor. Örneğin sevginin üreten bir güç olduğu üzerine harika cümleler okurken size birden Marx'tan "güzel bir örnek" olarak varsaydığı şöyle son derece başarısız cümleler öneriyor: "Eğer sevginiz sevgi doğurmuyorsa bu, sevginizin sevgi üretmediği anlamını taşır." veya "... seven kişi olarak yaşamınızı ortaya koyuyor, ama sevilen bir kişi olamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür." Böyle şaşırtıcı örnekler iki alıntıyla kalsaydı keşke ama devamı var... Yine sevme durumunda ilgi üzerine çıkarımlar yaparken "Çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek sevgisine inanmayız." gibi alakasız örneklerle seviyeyi birden abece seviyesine çekebiliyor. Bu gibi fazlasıyla örnek var kitapta, başlarda şaşırtıcı bazen sinir bozucu olabilse de bir süre sonra alışıp gülüp geçiyorsunuz, yok eğer geçemezseniz ilk 50 sayfada bırakmanız kuvvetle muhtemel... Keyifli okumalar...
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Say Yayınları · 202018,5bin okunma
·
126 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.