Gönderi
çiftliğe gerek yok bir fil bir karınca yeter.
İlk okuduğumda; "Aynı hayvan çiftliği gibi!" Demiştim ama haksızlık etmişim. Hayvan çiftliğine göre daha destansı daha efsanevi.. Öyle güzel sade bir benzetmeyle bütün dünya düzenini eleştirmiş ki Yaşar Kemal; hiç çiftliğe falan gerek yokmuş bir filler var aslında bu dünyada bir de karıncalar. Evet karıncaların belki sarısı kırmızısı, elleri nasırlısı hatta demircisi bile var da filler tek işte. Hep aynı. Bir de hüdhüd kuşları var tabi.. Tarafsız, elçi gibi görünen ama asıl bu çarkın yapı taşları olan; zalimlik karşısında tarafsızlığın da bir taraf olduğunu bilmeyenlerin arasında sessiz sedasız yaşayan; ilmini ve tecrübesini "Nasıl daha özgür, barışcıl ve eşit bir dünyada yaşarız?" Sorusuna cevap bulmak için kullanmak yerine "Nasıl emek harcamadan daha kolay karnımı doyururum?'a kafa yoran, asla bir "Sultan" olamayacağını bilen ki bunda gözü de olmayan fakat sultanın en birinci adamı olmaktan da kıvanç duyan... Aramızda çok fazla hüdhüd kuşu var fakat farkında bile değiliz, çünkü onlar sadece birer "elçi"dir yanımızda.
Yaşar Kemal; bir toplumu nasıl sömürür, özlerini unuttur; onları sonsuza kadar köle yaparsın bunu anlatmış romanında ama aynı zamanda da nasıl benliğini, kimliğini hatırlar; özgür, eşit ve adaletli bir toplum var edersin, bunun da yolunu göstermiş aslında.
Karıncaların mutlu mesut ve de gayet refah yaşadığını gören tembel fakat heybeti ve gücünü menfaati için nasıl kullanması gerektiğini bilen "filler sultanı"; karıncalarda gördüğü bu potansiyeli hüdhüd kuşundan da aldığı istihbarat ile işlemeye ve sonsuza kadar sürmesini temenni ettiği bir sömürgecilik düzenine döndürmeye karar verir. Roman boyunca karıncaların çekmediği kalmaz. Önce çeşitli algı oyunları ile geçmişleri, kimlikleri unutturulur, düşünmesinler diye gece gündüz en ağır şartlarda çalıştırılır; sonra da korku ve umutsuzluk aşılanır. Neyse ki karıncalar arasında biri vardır ki ,onların en bilgesi en gözükarası... Sultanın korktuğu tek karınca! Bu oyunların hepsinin farkındadır ve asla baş eğmeyecektir; O da kırmızı sakallı Topal karınca'dır.
İşte roman boyunca masum karınca halkını zalim filler sultanının boyunduruğu altından kurtarmaya çalışan Kırmızı sakallı Topal karınca ile Filler sultanı'nın mücadelesine şahit olurken adeta distopik bir fabıl okuduğunuzu unutup kendinizi bazen bir karınca bazen de "insankarınca" hissediyor ve gözünüzün önüne gelen olaylarda hayatın içindeki "insanfilleri" bir bir fark ediyorsunuz. Sonra diyorsunuz ki iyi ki kırmızı sakallı Topal karıncamız var ve zaman geçtikçe de hep varolmaya devam edecek, o gitse bile yerine yenisi gelecek.
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710.5k okunma
·
110 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.