Gönderi
Charlie Chaplin- Biyografi
Onun filmlerindeki mimiklerine, çılgın ve her şeye rağmen insana neşe katan haline bayıldım. Toplumun sorunlarını mim sanatıyla filmlerinde böyle güzel ifade eden bir adamın hayatı da çetrefilli olmalıdır, diye düşündüm ve merak ederek otobiyografisini okumak istedim. Araştırınca yazar Pam Brown dan yapılan bu çeviriyle karşılaştım. İyi de oldu.
Sanatçı Chaplin’in çocukluğu çok zor şartlar altında geçmiş; devamlı sarhoş bir babası, mücadele eden annesi ve abisiyle. Tabi ailevi başka olaylarda cereyan ediyor. Üstüne Londra daki sefalet, dönemin zor koşulları tuz biber ekiyor. Çoğu zaman annesinden uzak kalmış; bir dönem kimsesizler yurdunda da kalmış.
Hatta annesi bir zaman sonra aklını yitirmiş. Ama ailece gösteri sanatıyla hep iç içeler. Charlie ve abisi bu sektörde ekmeğini kazanmaya devam etmiş ve o, azimle bu yoldan yürümüş. Ve çektiği filmlerin çoğu, onun deyimiyle “önemli olmanın öğretilmediği ortamdaki kişilerin ziyan edilmesine karşı duyduğu kişisel öfkeyi ve incinmeyi yansıttığından” uzun solukta rağbet görmüş. Filmlerinin en güzel yanı da devamlı bir şeyler yitirip sonunda hep kazanması. Böylece sıkıntılar yaşayan insanlara bir nevi umut ışığı olmuş ve ayrıca onlara bu bedbaht hayatlarında gülme şansı da vermiş.
Ayrıca kendisi çok yönü olan renkli bir kişilikmiş. Çello ve keman çalabiliyormuş, jimnastikçi, dansçı ve patenciymiş. Ama aşk hayatında yaptığı üç evlilikte başarısızlıkla sonuçlanmış ta ki 4. evliliğini yapana kadar. Sonra ölene kadar mutlu bir aşk.
Rol aldığı ve yönetmenliğini üstlendiği filmlerde hep en mükemmelini yapmaya çalışmış. Zaten filmlerini seyrederken de buna tanık oluyoruz. Bu kitapta filmlerinde tam olarak neyi amaçladığı açıkça izah edilmiş.
Rus halkına saygısından dolayı koministlikle itham edilmiş ama o bunu reddetmiş ve “ben sadece bir barış satıcısıyım” ibaresini kullanmış. Sonra ABD onu reddetmiş, o da ailesiyle birlikte İsviçre ye gidip yerleşmiş. Daha sonra yapılan araştırmalara göre aklanınca ABD onu affetmiş; kendisine 1954 yılında Dünya Barış Konseyi ödülü verilmiş. Ödülden kazandığı parayı ise Paris ve Londra daki yoksullara hediye etmiş. Ayrıca kraliçe 2. Elizabeth tarafından da “sir” ünvanı almış. Öldüğü zaman da zaten serveti 500 milyon sterlinden fazlaymış. Ama en önemlisi de hâlâ seyircilerinin gönlünde güzel bir taht kurmaya devam etmesi.
Bu eserde kendisiyle ilgili başka şeylerde yazılı, ben hepsini ifade etmedim. Açıkçası bu biyografi, çok uzun olmamasına rağmen dopdolu. Kendisini tanımak adına merakı olanlar için görsellerle de zenginleştirilmiş okurken okuru sıkmayan tavsiye edilir güzel bir biyografi kitabı.
·
172 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.