Küçük İskender yine bir başyapıt. Şu ana kadar okuduğum en ilginç okuma tecrübelerinden biriydi. Dört farklı başlığın altına sayısız anlatı sığdırmak. İçinde gerçekten kaç farklı düşünce kaç farklı anlatı kaç farklı anlama gelen söz vardı bilmiyorum. Az kelimeyle çok şey nasıl anlatılır gösteren bir kitap gerçekten. Okurken her sayfada bir damga yemiş gibi farklı düşüncelere Türkiye'nin farklı tarihlerine gidip gelip buldum kendimi. Karakterler zamanın içinden fırlamış gibi. Birçok farklı şairin ve eserinin ruhlarını satırların gizlemeyi, de ihmal etmemiş. Tekrar tekrar okuyacağım bu satırları seneler boyunca.
"anekdot: biz
ırzına geçildikten sonra telle boğulup
fosseptik çukuruna atılan erkek çocukları
bu gölgelerde anne..
karanlıktan dar köşelerinde üçgen sokakların
şehrin irinden penisleri sıkıştırılmış ellerimize
ne şirin!
kalkmaz ama adalet babamınki
o sıyırır pantolonlarımızı donlarımızı merakla
sıyırır alır sim tenimizi akik etimizi
sırf kemik kalırız öyle kristal
sırf altın sinir öyle
öyle sırf damar opal! O zaman
hakkıdır her halta tapan kendimin ihtilal!
yürür çıkarım yapayalnız geceden yalnızyapa
ay: karaderili sinema perdesi gökte kraliçe arı
tecavüzün öznesi: her boka özlem! amenna!
öyle be anne korkarım.. karıların
hep zakkum kokardı ya mor sinesi!.
ah meşru olurum yalçın saçlarında inancın
benim aşklarım illaki bir türlü başka!
"
İyi okumalar dilerim.
Bu tarz inceleme yazılarıma, profilimde bulunan linklerden ulaşabilir ve devamı için beni takip edebilirsiniz.