Çok farklı bir kitap okudum. İlk gözünüze batan şey yazı stili. Bir anlatıcı var. Sonra konuşmalar geliyor. Sanki bir teypten sesler geliyor ve geldiği gibi duyulan kelimeler, cümleler not edilmiş kimin söylediği dikkate alınmadan. Şahısların konuşmaları arsında zıplama yaparken zıplandığını ve başka şahsa geçildiğini nokta sonrası yeni cümle ve büyük harf ile anlıyorsunuz. Yok geçilmediyse, aralara virgül koyarak ve küçük yazarak devam ediyor yazar. Bunu anlayana kadar biraz zorlanıyorsunuz hatta bir anlam veremiyorsunuz. "Manyak mıdır nedir", diyorsunuz. Ama sonra fark ediyorsunuz ki hikayenin sizi çabuk içine çekmesi, akışın son derece süratli oluşu bu tekniğe bağlı. Bu olayların içinde olma ve aşırı sürat hemen hemen kitabın sonuna kadar devam ediyor. Bugüne kadar okuduğum en akıcı kitaplar arasındaydı kesinlikle, ama hikayenin içinde hapsolmanın ve devam okumak istemenin de büyük katkısı var.
İlk göze batanlar arasında kitaptaki belirsizlikler gelir. Neredeyiz, hangi ülke, hangi şehir, hangi tarih? Kişiler isimsiz ve doktor, doktorun karısı, ilk hasta, taksi şoförü, şehla (gözlü) çocuk, kara gözlüklü genç kız gibi meslek, aidiyet veya betimleme ile yetiniliyor ve bu kitabın sonuna kadar değişmiyor.
Olay ne?
Burada çarşaf çarşaf yazıp yazıp sildim. Ne yazsam spoiler olacak düşüncesi ağır bastı ve vazgeçtim. Hikaye distopik, bunu bilmiyordum. Güzel bir sürprizi benim için. Körlük salgını olsa ve bir şehirde her insan kör olsa nasıl bir manzara ile karşı karşıya kalırdık sorusuna cevap arıyor kitap. Ve bana göre gayet de inandırıcı şekilde başarmış bunu. Körler için en büyük sorunun yiyecek içecek bulma, tuvalet ihtiyacını giderme ve yıkanma olduğuna güzel vurgu yapmış. Sosyal yaşantının nasıl olacağı, insani zaafların sıkıntıdan dolayı nasıl günyüzüne çıkması gibi temalara odaklanılmış. Karakterler birkaç istisna dışında biraz sönük ama olay akışı gayet hızlı ve sürükleyici. Olaylar demişken, olay örgüsü içerisinde cinsellik büyük bir yer kaplıyor. Gençlerin ve bu konuda hassasiyet sahibi insanların okuma konusunda biraz temkinli olmalarında fayda var. Oralara kadar gelip, yok ben bunu okuyamayacağım demeleri olası bir durum. Yazarı sevdim diyebilirim, başarılı bir kitap. İsa ile alakalı kitabını mutlaka okumak istiyorum. Devamı gelir mi, o kitabı da okuduktan sonra karar veririm gibi geliyor bana.
Kitabı tavsiye ederim, iyi okumalar.