Evrim süreçleriyle ilgili İslam dünyasında çokseslilik mevcut. Bu çokseslilik aynı zamanda bilimle ters düşen kaotik bir durum oluşturmakta. Bilim ve Evrim konularını İslami açıdan değerlendirmeye çalışan fakat bir türlü beceremeyen birçok yazarla tanıştık maalesef ki. Durumun özellikle Türk-İslam kanadında ise neredeyse yok denilecek kadar az sayıda eser ve fikir mevcut. Fakat kıymetli Arda Karani Bey bu konuyu bilimsel bir dille, son zamanlarda okuduğum en açıklayıcı Evrim/Din konusunu eserinde kaleme almış. Medeniyetimiz için çıkmaz bir yol olan evrimi hem ilahiyatçı hem de felsefeci olarak açıklayışı ve bu kadar sade bir dille anlatışı bizler için büyük bir şans diyebilirim. Nitekim tarafgirliğimiz bizleri ya bilimden yana sürükleyip ateist, deist, agnostik yapmakta yahut dindar, dini-dar yaparak gözlerimizi dünyaya yani bilime tamamen kapatmaktadır. Oysa din ile bilim ilişkilerini tıpkı iki elin birbirini sıkması, kavuşması gibi anlama fenomenine sahip olmalıyız. Kitabın muhtevasına geçmeden evvel benim evrim konusundaki düşüncelerime yeni bir bakış açısı kazandırarak, kendi deyimiyle güncelleyen kıymetli yazara bir defa da sizler huzurunda teşekkür etmek istiyor ve bu eserin tüm kütüphanelerde yer almasını temenni ediyorum. Nitekim bilim, dinimizle alakasız bir konu olmamakla birlikte aynı zamanda metafizik alanına sahip olmasıyla sebebiyle ayrılık da gösterir. Bu birlikteliği ve ayrılığı anlatabilmek için de İlahiyat, Felsefe ve Metodoloji alanlarında iyi çalışmak gerekiyor. Gayret iltifata tabidir, müşterisiz mal da zayidir, der atalarımız. Yazarımızın yedinci eseri olan Sapiens Mi? Adem mi? isimli kitabı Mavi Nefes yayınlarından 224 sayfa olarak karşılıyor bizi. Yedinci eser olan kitap karşımıza yedi bölüm olarak çıkıyor. İlk üç bölümünde din içerisindeki problemleri, din ile bilim arasındaki ilişkileri ve insanlık ödevlerini incelenmiş. Sonrasında ise maalesef ki hiç anlamadığımız ya da anlamaya yanaşmadığımız evrim teorileri, din açısından ne gibi sorunlar oluşturacağı incelenerek neşredilmiş. Beşinci bölümde ise bizi yazarın ifadesi ile Hu-Man (Hu ile başlayan insanlık) teması karşılıyor. İnsanın yaratılışı ve âdem hakkında bilgiler içeriyor. Altıncı bölüm evrenler bilimi olan kozmoloji ile karşılıyor ve yaratılışın o engin dehlizlerine sürüklüyor okuyucuyu. Ve son olarak insanın biyolojik evreleri incelenerek, insanlık ve insan arasındaki o muazzam ilişki anlatılıyor. Özellikle dilin bu kadar sade olması beni en cezbeden özelliğiydi. Teşbihte hata olmaz. Tabiri caiz ise yazar, insanın kafasına vura vura anlatıyor din ve evrim ilişkisini. Tabi başlarken “Akıl insanın gönlündedir.’’ demeyi de unutmuyor. Eseri okurken aklıma şair Mehmed Eşref’in dizeleri geldi. Bu dizeleri de paylaşarak şimdilik sizlere veda ediyorum: Muvakkatdır eğer hükm eylesen dünyâya ser-tâ-ser Çıkar âhir elekden bin yerinden bağlasan çenber Cihâna sığmamışken bir mezâra sığdı İskender Varıp baksan o da şimdi yıkık bir gaara dönmüşdür. * Sen ister boynuna ip tak diler cevherli kordon tak Bu dünyâdan nasibîn en nihâyet bir avuç toprak Bekaası var mı dehrin dîde-i im’ân ile bir bak Nice ma’mûre-i âlem harâbe-zâra dönmüşdür

Hu-Man Sapiens mi, Adem mi?Arda Karani · Mavi Nefes · 202221 okunma

··

146 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hamza Ergen