Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kendi kalemimden...
Ya benim ağzımı açtırmayın!! İstanbul'dan küçük bir ilçeye taşınmaya niyetlenince en büyük endişem alışmaktı.Ne de olsa şarkılar türküler bize alışmak sevmekten daha zor olduğunu söylüyordu.. Tüm korkularıma rağmen yeni bir yer yeni bir düzen derken alışmaya başladım. Önce komşu ,sonra mahalle sonra çevre derken ister istemez ortamın tam içindeydim. Bakkal Hüseyin,Sütçü Hilmi ,Servisçi Ahmet,Öğretmen Niyazi,Tekstilci Faruk , Çorapçı Emine derken mahallenin ünlülerinin de ismine vakıf olduktan sonra,yolda yürürken önüm kesilip yeni mi geldin? diye sorular Nereden geldin? ,çocuğun varmı? yaşın kaç,evi peşin mi aldın gibi ayaküstü sorulardan sonra mahalle cv side tamamlanınca ortama alınmak gibi bir öteden beri yerleşim yaşayıp aralarında da semaver keyfinden bezelye ayıklamaya,tarhanadan,menemene, patlıcan recelinden,dolaba konulan dolmanın kırılan pirincine kadar konuşulacak konu varken üzerine eklenen kim karısı ile kavga etmiş kimin kızı nerede çalışıyor?kim efendi kim terbiyesiz?kim sigara içerken görülmüş?kimin sevgilisi varmış?gibi magazinsel konularda ele alınıp akşam derinliğin de muhabbet uzayıp gece yarıları buluyor... Tüm yaz boyunca gölgede oturup,verilemeyen kilolar,artan diz ağrıları, kullanılan ünsilinler yarışıyor.. Oldum olası uzaktan merakla özlemle gıpta ile baktığım kapı önü sohbetlerinin tam ortasında bulmuşken kendimi keyfini çıkarayım istiyorum ama çalışan kadın olunca ahhh her şeye geç kalmalar.. Olsun her gün kapının önünden geçerken yaşı benden büyük üzeri hâlâ yelek giymezsem üşürüm mantığıyla Ağustos ayında yelek giyen ablalar, altı da serin olsun diye şalvar ile dolaşan masum temiz yürekliler.... Ve belki de saçından dahi öpülmemiş kadınlar . Nasıl da güzeller mahallemin çiçekleri dediğimde kollarını açan Emine teyzemler.... Üff her şey güzel derken zaman geçtikçe üzerime oynanan mahalle baskıları. Bir sohbette evi aldın Kuran okut dediklerinde söylediğim sözden dokuz köyden kovulmalar... Ben kuran da dedikodu yapılmasını sevmiyorum .Gelen kimse dinlemiyor sohbete geliyor dediğimde aklımdan çıkan en önemli konunun gün boyu mahalledeki insanlar olduğunu hatırlayıp toparlamak istesemde olmuyor. Yine selam vermenin sonucunda sorulan soruda ben hayvanlara yemek almayı tercih ediyorum insanlara iyilik geçmez demiş off off nasıl da yaftalamışardı beni .. Zaman insanları en iyi resmeden fotoğraf makinesidir.Derken insanları öğrenmiş ona göre davranmaya çalışıyorken ortamlara el verdiğince katılıyorum yinede kırk kere düşünüp bir laf ederek... Yine bir mahalle organizasyonunda bir araya gelmiş bende davetliler arasındayken ,Dualar edilmiş yasinler okunmuş,tam da pilav ayranlar dağıtılmışken, başladı yine başkalarının arkasındaki söylemler...Önce susmayı tercih etsem de nasılsa tahrih edici cümleler. .. Ayşe'nin Pilavı daha yağlıydi üstelik tane tane bu biraz yapışmış...diyen Suzan ablayla bakışlarının kesişti. Duymazlıktan gelmeye çalışsam da yan tarafta Emine ile Sevinç ablanın kızlarına koca bulma çabaları Ahhh nasılsa gerildim ister istemez kulak kabartıp.dinlemeye koyuldum günah olduğunu bile bile .. Kız daha lise. İkide tabiri caizse onuncu sınıfta kurulan cümle şuydu!Okumazsa evlenir!!!! Bu yaştaki kıza dayatılan düşünce midemi bulandırırıp ,; orda durun iste hanımlar ! Kimse bu yaştaki çocuğa koca secemez demiş Bir diğeri biz o yaşta iki beşik sallıyorduk demeleri kanser etti beni . Artık açtım ağzımı yumdum gözümü tabiki.. Toplumda olmak biraz baskı yarattı üzerimde çekip gitmeyi çok istesemde ev sahibinin akrabalık bağına hatır gönül meseleside eklenince biraz rolantiye alıp yavaştan gitmeye başladım....Sarma pilav tatlı ayran dörtlüsüne gömülen anneler kenardan kenardan diğer insanları gömmeye devam ediyordu. Ahh Emine teyze en yaşlımız sen de mi??? İşte Yan komşunun kızı kocası ile kavga etmiste geri gelmiste zaten evlenirken bunlar anlaşamaz demiste Ahhh kahin ninem ahh büyük olmasan neler diyeceğim de... Sonda oturan ablam da benim de diyalog halinde olduğum ogretmen annesi ahh bir ego bir hava ki anlata anlata bitiremediği kızcesi..nasılsa severmiş çocukları bayılırmış falan... Önde diz çökmüş kolları bilezikli hatunda kocasını anlattı durdu yanındakine... Tabiki sarı saçlı kankitocukda neredeyse ne renk pijama giydigine kadar öğrenip gözlerini devire devire zafer kazanmış edasıyla sohbetten memnuniyeti nasıl belli..... Şu Nur hanım yok mu?Gece gündüz hep işten yorgun argın dönmüş bazen yolda karşılaşınca adamın adım atacak halinin olmamasını da ilgisizlik görüp boşanmayı düşündüğünü anlattı öteden beriden . Yeşil başörtüsü olan ablanın adını bilmesemde balkona saçı açık çıkıp orda komşu kızın çıplak giyindiginden yakınmaları... Ahhh Sevda hanım ah sende ne anlattın ikinci evliliğini sırf meslek sahibi olduğu için yaptığını aslında sadece kendini garantiye alıp çocuklarını o adama baktırıp nafaka alıp ilerde ona da tekme koyacağını seviyor sanıp hiç sevgine layık olmadığını ah zamanında sevgisi için öleceğim sanıp nasılsa boşlukta kalmış ona tutunmuş olduğunu bitiremedin gitti.... Başta gıpta edilecek samimiyetlerin aslında başkasını gommerine tanık olmuş bu durumu nasıl toparladım diye aklımdan geçirirken sorulan bir soru karşısında şaşkına dönmüş aval aval bakmaya başlamışken Evlimisin? Evet. Çocuk? İki tane bir kız bir erkek İlk kocanla mı evlisin? Afallayıp nasıl yani? İlk kocanla nasıl soru zaten tek bı kocam var deyince nereden bilecektim ablamın üçüncü ile mahkemelik olduğunu.... Öteden beriden yedi düvelin elestirisinden sonra en çömez ben baktım çapraz sorguya alınacağım .Kısa basit cevaplardan sonra orda derdi olanlar eletiriden geçtim akıl verme kısmına geçince Bittimi hanımlar? diye sorunca güldüler. Gülmeyin bence ağzımı açtırmayın dedim.Komik bulup ne olacak ki? Dediklerinde; Başladım ev sahibi Songül ablaya. Songül abla ,Suzan abla pilavın yapış yapış olmuş dedi . Suzan abla; yok ben şakasına dedim deyince mosmor olup kızardı kenardan kenardan sert bakışlarla... Dedim Emine teyze . Efendim papatyam dese de yemedim tabi bu bal dili Sizinde iki gün önce kapıda polis vardı sesler geliyordu ne oldu deyince erkek torunu kız olana açık diye kızıp kavga edince gelmişler .. lafın nereye vardığını çaktı tabi köftehor deyzeee.. aile arası olur böyle deyince dedim yan komsunda aile onlarda kavga etmiş işte.... Ah ablacım dedim senin kız hocamı He hoca dedi çocuklara bayılır demi deyince Hemde nasıl desede gerçeği bu değildi. Bende bir kahve muhabbetinde bu çocuklardan bı halt olmaz dediğine sahit olmuş iki kuruş paraya başka çocuklarla uğraşmak çok zor dediğini söyleyince yok canım kesin bişeye kızmıştır da demiştir savunmasının ardından o da alıp nasibini oturunca. Kız Zeynep iki saattir Ali'yi sorup durdun karısına geçen ben balkondan çamaşır asarken konuşuyorsunuz sorsaydın dediğimde ay ne alakası var şimdi diye atarlansanda hediye verdiğini de gördüm demiş karısı da öteden benim haberim var bana yollamış dedi.tabi bende saati de mi deyince ikisi bakışıp kaldı aralarında halletsinler deyip Komşu kızın çıplak gezdigine dil uzatan ablaya bende seni balkona çıkınca sarı saç kısa kol görüyorum ne oluyor deyince orda az kalıp kimse görmüyor savunmasından sonra nasibini alanlar listesine çarpı atıp Sevda hanımı tebrik ettim.en azından yanlış olsada yanlışını da doğrusunu da kabul etmiş en doğrusunu o konuşuyordu. Bütün herkes susmuş bana bakarken Hepiniz hoşçakalın deyip kalkmış tam çıkacakken agubat hanım da fena konuştu dediklerini duysamda baştan demiştim ağzımı açtırmayın....Ah insanlar çoğu kendi yamasını görmeden başkasına nasıl da kulp takarlar. .Gülsüm Berk.
··
872 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.