Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

750 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Les petits bourgeois
Les petits bourgeois, yani küçük burjuva almancaya die Kleinbürger olarak tercüme edilmiş. Burjuva ne demektir? Yukarısında soylu, aşağısında çiftçi ve işçi olan orta sınıf. Kendi işinin patronu ufak kapitalist veya işçilere sahip manifatura veya fabrika sahibi. Sonradan görme zengin de denebilir. Balzac bize bu hikayede burjuvayı masaya yatırarak anlatmaya çalışmış ama tam olarak başaramamış. Onun aristokrasi ve diğer sosyal sınıf ve mesleklerin eleştirilerine alışık olduğum için bana fazla bir sivri veya aşırı gelmedi. Olay örgüsü basit ama 750 sayfa ile biraz fazla. Balzac'ta sevdiğim bir uygulamayı burada yine bariz şekilde kullanmış. Nedir o? 200 sayfa bir aileyi anlatır size, gelmişini geçmişini, ailenin yapısını, aile fertlerinin gelişimini, birbiriyle ilişkisini ve toplum içerisindeki konum ve itibarlarini. Neredeyse kendinizi ailenin bir ferdi sanırsınız ve aile içerisinde favori kişileriniz ve pek haz etmediğiniz akrabalarınız olur. 200 sayfa sonra çember genişler veya bir dış halkaya geçilir; bu ailenin dostları, komşuları, rakipleri, hizmetçileri, mazileri, gelişmeleri ve an itibari ile durumları, bağlantıları. 500'üncü sayfdan sonra yavaş yavaş kıpırdanmalar olur, hikayede kağnı arabası gibi ağır hareket etmeye başlar, tabi o zamana kadar hala okuyor olursanız. Bu hikayede de son 200-250 sayfada oldu bitti herşey ama o ilk 500 sayfa olmasa kitabın o bölümü hiçbir şey ifade etmez. Hatta Victor Hugo da Balzac gibi lafı dolandırdığından, hatta bu satırları yazarken Dücane hocayı da hatırladım, ne zaman başlıyor diye siz sorup dururken aslında çoktan başlamıştır bile. Ben de birgün bir otobiyografi yazacak olsam, kendimden başlamaz hatta okuyucuya "Bir insanın biyografisini yazarken nereden başlamak gerekir?" diye sorar ve yine kendim yanıt verir ve mümkünse yedi göbek öncesinden diye cevaplardım. Balzac ve diğerleri de öyle yapıyorlar ama hikaye başladı mi degdi diyorsun. Bu kadar yazdım ama olaya gelemedim henüz. Bekar bir abla ve kardeşi hayata tutunmaya çalışıyor. Evlenmeyen abla hayatını kardeşine adıyor ve arkasını (evini) kolluyor, cillop gibi yapıp işe yolluyor memur kardeşini. Sonra evlendiriyor ve olacak çocuklara da kendisini aynı şekilde adamaya ahdediyor. Ne var ki gelin çocuk doğurmuyor. Adamin yakın bir dostu var ve onların kızını (Pate) dedikleri anne babalık yapıyorlar, doğudaki kirvelik gibi. Anne babasının yanında bir evlatlık edinme gibi bir durum. Kiz da büyüyüp evlenecek yaşa geldiğinde, baştaki ailenin bir kiracısı (avukat) başkalarıyla birlikte kıza talip oluyor. Ağzı laf yapan avukat tüm aileyi parmağına dolamak için entrikalara başlıyor ama, entrikacılar sürekli artıyor. Kitabın sonlarına doğru "Goriot baba" , "Taşralı büyük bir adamın düşüşü" ve "Kibar fahişeler" den tanıdığımız Vautrin'in çevresinden insanlarla karşılaşıyoruz. Öyküyü de bahsi geçen hikayelerden sonraki bir zamana konumlandırabiliyoruz. Vasat bir hikayeye biraz tuz biber oldu kitabın sonundaki bu kesişme ve göndermeler. Balzac dünyasına yabancı birisi bu kitapta fazla birşey bulamayacaktır bundan önce okuduğum kitapta da olduğu gibi. Ama Balzac hayranları için olmazsa olmaz bir eser, Balzac kosmosunun bir parçası. İlgilisine iyi okumalar...
Die Kleinbürger
Die KleinbürgerHonore de Balzac · Diogenes Verlag · 19773 okunma
·
218 görüntüleme
Yüksel Yüksel okurunun profil resmi
👏👏👏 Ve tabii ki bizde çevirisi yok. ☹️😭😡
Johnny Five okurunun profil resmi
Senin gibi Balzac hayranları için üzücü bir durum. Seninle üzülüyorum... 🙏🏻
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.