Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum,
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum.
Seninle konuşurken Sitâre,
Aklıma yıldızlar dökülüyor.
Bir çâresiz Zühre oluyorsun Bâbil caddelerinde
Ateş gözlü kâhinler koşuyorlar arkandan
Binlerce meşâlenin ışığı kımıldıyor saçlarında.
Gökyüzü salkım salkım
Zigguratlar tıklım tıklım
Dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım.
Ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım
Kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan
Kimi gün inatçı yosunlar gibi
Kepez diplerine yapışan aklım.
Gözlerine baktığım zaman Sitâre,
Bütün çöllere ay doğuyor.
Yoldaş ediyorum kendime
İmrül Kays'ı, Antere'yi, Â'şâ'yı
En kuytu vahaları dolaşıyorum
Hangi vahaya gitsem çadırlar sökülmüş Sitâre
Çadırla su arasında bir cılga* var
O cılgada narin ayak izlerin var
Durgun suya düşüp kalmış gözlerin var.
Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum.