Gönderi

143 syf.
·
Not rated
·
Read in 12 days
Jung ve Arketipler
İlk fefa Jung okuyorum ve bu kadar geç okuduğum için bu kitabı bir miktar üzgünüm. Kitap ilk başta beni çok heyecanlandırdı ve bitmesini asla istemeyerek okudum. Özellikle Jung’un salt “bilim”den ziyade psikolojiyi “ruh” ve parapsikoloji şeklinde anlatması çok hoşuma gitti. Çünkü artık “bilim” kelimesini dilinden düşürmeyenler bana politik doğruculuk oynuyorlarmış gibi geliyor. Ve psikolojiyle birlikte birçok kavramın/olayın/duyumun sadece “bilimsel” ve “rasyonalist” açıklamalarla sınırlandırılmasından çok sıkıldım. Bazen bazı şeyleri açıklayamayız; hissederiz, duyumsarız ama açıklayamayız işte. Ve bütün bunlar psikolojinin konusu olmalı. Etik sınırları nelerdir bu duyusallığın bilemem, bu konu beni aşar fakat bilimin sınırlarına takılmaktan da bilimsel kalıplara sığmaya çalışmaktan da yoruldum. Neyse Jung’a dönelim… Kitabın başlarında sözü edilen arketipleri -özellikle de anne ve anima arketipleri- keşfetmek beni heyecanlandırdı. Aynada kendi yansımama bakar gibi hissettiğim bölümler oldu. Şaman ve mitolojik arketiplerin anlatıldığı bölümler ise beni ilk bölüm kadar heyecanlandırmasa da bana kattıklarını sevdim. Bir de söylemeden geçemeyeceğim, tarot okuyucsu olarak zihnimde Jung’un arketiplerini tarot kartlarıyla bağdaştırmadan edemedim. Özellikle “trickester” bölümünü okurken aklıma sürekli tarotun 0 (sıfır) numaralı ilk kartı Joker geldi. Jung herkese hitap etmeyebilir fakat bence psikolojiyi bilimsel alandan bir tık çıkarıp “ruh bilimi” adı altında yeni tezler sunması çok cesurca ve bunların geniş kitleler tarafından kabul görmesi de aslında bu konuya yüreğimizle yaklaşmamıza ne kadar muhtaç olduğumuzu gösteriyor bana. Jung’un okuduğum ilk kitabı ama son olmayacak.
Dört Arketip
Dört ArketipCarl Gustav Jung · Metis Yayınları · 20211,805 okunma
·
178 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.