Roman okurken, yaşamanın ve deneyimlemenin fiilen çok zor ve hatta bazen imkansız olduğu diyarlara, olaylara, karakterlere gideriz. En sevdiğim, beni en heyecanlandıran tarafı budur romanların. Yaşlı bir adamla, uçsuz bucaksız bir denizin ortasında küçük bir kayıkta, onun kendi kendine olan konuşmalarına şahit olmayı; balık yakalamayı ve balığın peşinden sürüklenmeyi, köpekbalıklarıyla mücadele etmeyi başka hangi şekilde deneyimleyebilirdim ki! Yaşanılan olayların bize yeni deneyimler ve maceralar kazandırmasının yanında; ihtiyarlık, yalnızlık, sosyal ilişkiler gibi önemli konuları da çok dokunaklı bir şekilde işlemiş yazar. Yaşlı adamın sonsuz bir denizin ortasında yapayalnızken kendi kendine yaptığı konuşmalar aslında bize çok şey anlatıyor. Okuyan herkesin içinden yaşlı adama sıkı sıkı sarılmak gelmiştir eminim. Onun hâlâ önemli biri olduğunu, yaşadığı tüm deneyimlerin kıymetli olduğunu, yalnız olmadığını hissettirmek gelmiştir içimizden. Belki de yaşlı adam tüm insanlığı, deniz de uçsuz bucaksız gökyüzünü temsil ediyor. Gökyüzünün altında yaşayan ve hayatla mücadele eden insanı anlatıyor belki de kitap. Kendimize ve çevremize sıkı sıkı sarılmalı ve gökyüzünün altında yalnız hisseden insanları görmeliyiz. Küçük dünyamızda yapayalnız mücadele etmek zordur fakat yanımızda biri olursa, yanımızda insanlığı ve hayatı hissedersek ellerimiz o kadar yaralanmaz, kendi kendimize konuşup sessizliği kendimizle bölmenin çaresizliğini yaşamayız, yakaladığımız balığımızı yemeye çalışan köpekbalıklarına karşı daha güçlü oluruz ve nihayetinde kıyıya vardığımızda eve yalnız dönmenin ve mütemadiyen yalnız kalmanın ıstırabı çürütmez bizi. Kısa bir eserde çok anlamlar biriktirmiş yazarımız. Okumaya değer!

Yaşlı Adam ve DenizErnest Hemingway · Bilgi Yayınevi · 201732bin okunma

·

78 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Yüsra Cincik