Kalıcı olanın kişilik olduğu hususunda sanırım hepimiz hem fikiriz.
O zaman ; niçin insanlar geçici olan “ kadınlar dişiliğe , erkekler ise paraya meylediyor.
Bunlarla elde edilecek olan herşey ; ya sahte ; ya geçici ya da doyurucu olmayacaktır.
Aşk : karşımızdaki insanın kişiliğine duyulan üst bir duygu ve hayranlık ise (ki) ben öyle düşünüyorum.
Biz neden aşkı kişilikte değilde geçici şeylerde aşkı arıyoruz. Mesela güzellik gibi para gibi.
Bunlarla elde edilecek şeylerin sonunda aşk olamaz. Olacak olan lüks yaşamlar ve güzel bedenlerin bir arada olduğu muhabbetsiz evler.
Birbirinin yüzüne bakmayan; gününün 10 saatini telefonda geçiren ama karşısındakinin gözlerine 2 dakika bile bakmayan insanlar topluluğu.
Burada bir yanlış yok mu ?
Aşk olarak günümüz dünyasında bizlere pazarlanan şeylere bakarsanız hep yalan dolan.
Kendi kişiliğinin bile farkında olmayan ; kendisini tanımayan insanlar olarak ; sahi !
Kim bu erkeklere ; kişiliğin önemi yok ; paran varsa aşkı satın alırsın yalanlarına inandırdı ?
Ya kadınlara ; et ve kemiğin süsü ile kazandığını şandığı aşkın yalan olduğunu gösterecek ?
Erkek para gücü ile eşya alabilecek olma zirvesine ulaşmaya çabalamakta ; kadın ise daha fazla eşya isteyebilecek haklara ulaşma hevesinde.
Yani eşya mı desek madde mi desek bilemiyorum.
Bildiğim bir şey varsa çağın vebası kişiliksiz insanlar topluluğu olmaya özenilen bir çağdayız gibi.
Sahi ellerimizdeki telefonları alsalar ; kaçımız 1 saat nefes darlığı yaşamaz ?
Ruhlar afyonlu, hepimiz uyuyoruz ama öyle bir uyku ki ; uyanamıyoruz bir türlü.
Çokta sevdik böyle uyutulmayı.
Geceyi böyle bitirmek muhabbeti özletir diyelim.
Sözü sazı bir yana bırakıp ; gecenin karanlığındansa; sabahın hayrına ulaşmak için ; bugüne uyuyalım. Yarın hayırlı ola.
Çıkmamış candan umut kesilmez.