Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

467 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
"Eti senin kemiği benim." Evet eskiden ilk kez okula gidecek olan çocuklar bu kayıdla, öğretmenin eli öptürülerek öğretmene teslim edilirmiş. Hocası ile tanışan çocuk "Rabbi yessir ve lâ tu'âssir Rabbi temmim bil-hayr" (Rabbim kolaylaştır, zorlaştırma, Rabbim tamamlattır, hayırla) duası ile başlayıp Elif'ten Ye'ye kadar hocasıyla tekrar ederek ilk dersini vermiş olurmuş. Amin alayı kurulurmuş... Nedir bu Amin alayı diye soracaksınız? Eskiden okula başlayacak olan çocuklar için bayram sevincini andıran hazırlıklar yapılırmış. Çocuğa yeni ve temiz kıyafetler giydirilir, en değerli kumaşlardan yapılmış cüz kesesi boynuna asılırmış. Sonra midilli bir ata bindirilen çocuk, önde ilahi okuyan ilahiciler onların arkasında Amin diyen aminci çocuklar, mektep hocası, kalfası, eş dost, akraba ve sevinçten gözü yaşlı ana-babası eşliğinde mahalle dolaştırılarak evliyaların elleri öpülüp, hayır duaları alınır ve Eyyüp Sultan'da dualar edilirmiş. İlahiciler ilahiler okurken, aminciler hep bir ağızdan aminler ederek okul yolu tutulurmuş. Muazzam bir sevinç öyle değil mi? Şimdilerde her şeyin maddiyat olduğu bir dönemde sevinçlerimiz bile maddiyata dayalı... Unutuldu gitti, hatta hiç var olmamış gibi bu değerlerimiz! Artık bazı ebeveynler okulu, çocuklarından birkaç saat olsun uzaklaşıp kafa dinleme aracı olarak görüyorlar ve hatta sevinçlerinin sebebi de bu yüzden! "Neyse!" Deyip, geçiştirip dönelim konumuza. Eskiden çocuklar çok küçük yaşlarda okula başlarmış. Okumayı öğrenip, Kur'an'a geçen çocuklar için de ayrı bir merasim düzenlenirmiş. Ferğab'a çıkan öğrenci hocasının önünde ders verirken Ferğab dediği anda arkasında duran kalfa kafasından fesini kapar, cüz keseni başına geçirir ve elinden tutup evine götürürmüş. Çocuğu o halde gören mahalle halkı onun Kur'an'a geçtiğini anlayıp alkış tutar "MaşaAllah" diyerek kutlarmış. Ailesi çocuğun Ferğab'a geçtiğini öğrenince çocuk kucaktan kucağa geçer, öpülür ve okşanırmış. "Evladım Farğab'a" geçmiş diyerek, konu-komşuya haber verilirmiş. Sofralar kurulur, tüm mahalle bu sevince ortak olurmuş. Kalfaya bahşiş verilir, hoca efendiye ise en değerli kumaşlar hediye edilirmiş. Eskiden hocalara hürmet varmış. Yaşları 4 ile 6 arasında değişen küçücük çocukların kocaman yürekleri ve boylarını aşan olgun tavırları da oldukça dikkat çekici. Ayrıca o zamanlardaki ebeveynlerin çocuk terbiyesinde tutarsızlıklara yer vermeksizin gösterdikleri güçlü irade ve ciddiyet de oldukça önemli ve dikkat çekicidir. Çocuk terbiyesinde önemli bir rolü olan annenin, tam yerinde ve zamanında analık sevgisini ve şevkatini yenebilme iradesi de çocuk terbiyesinde önemli bir durumdur. Velhasılı kelam kendi eğitmenlik hayatımda da bana kılavuzluk edebilecek deneyimlerin olduğu ve birçok yazarın ilk okuma hevesine, heyecanına, korkusuna ve afacanlıklarına şahit olduğum çok güzel bir kitaptı. Okumanızı ve yararlanmanızı çok isterim. Keyifli bol istifadeli okumalar diliyorum. :)
Bir Eğitim Tasavvuru Olarak Mahalle/Sıbyan Mektepleri
Bir Eğitim Tasavvuru Olarak Mahalle/Sıbyan Mektepleriİsmail Kara · Dergah Yayınları · 201619 okunma
··
4.519 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.