Gönderi

Ulmo, Suların Efendisi'ydi. Bir başınaydı. Hiçbir yerde uzun süreli bir düzen kurmaz, canı istedikçe Yeryüzü üzerindeki derin sularla Yeryüzü altındakiler arasında taşınıp dururdu. Kudreti yakındı Manwë'ninkine ve Valinor inşa edilmezden önce can dostuydu onun, fakat sonradan, hayati meseleler görüşülmedikçe, pek az gelir oldu Valar divanlarına. Aklında hep Arda vardı ve çekilip dinlenecek bir yere ihtiyacı yoktu çünkü. Sevmiyordu üstelik dolaşmayı yer üstünde ve pek de istemiyordu bürünmek giysilere, diğerleri gibi. Eru'nun Çocukları görselerdi eğer onu ödleri kopardı mutlaka, çünkü korkunçtu Denizlerin Efendisi'nin yerinden doğruluşu, köpükler içinde kara bir miğfer ve rengi gümüşten yeşil gölgelere doğru değişen bir zırhla, karaya yürüyen yükselmiş dalgalar gibi. Gürültülüydü Manwë'nin davulları da elbet, ama Ulmo'nun sesi, yalnızca kendisinin gördüğü okyanusların derinlikleri kadar derindi. Yine de severdi Ulmo hem Elfleri hem de İnsanları ve asla yüzüstü bırakmazdı onları, Valar'ın hiddetine bile uğrasalar. Zaman zaman yaklaşacak Ortadünya'nın kıyılarına görünmeden ya da memleketin uzağındaki körfezlerden geçecek ve müziğini çalacak, beyaz denizkabuklarından işlenip de yapılmış muhteşem borusuyla, Ulumúri ile yani. Ve bu müziği denk gelip de duymuş olanlar, artık daima hatırlayacaklardı onu kalplerinde ve peşlerini asla bırakmayan denize duydukları özlemle geçecekti ömürleri. Ama Ulmo, Ortadünya'nın sakinleriyle pek çok zaman, ancak suyun müziği olarak duyulan seslerle konuşurdu. Tüm denizler, göller, nehirler, pınarlar ve kaynaklar ona tabiydi; bu yüzden işte Elflere göre dünyanın bütün damarlarında dolaşıyordu Ulmo'nun ruhu. Bu yüzden geliyordu Arda'nın ihtiyaçlarına ve kederlerine dair bütün haberler ona, en derinlerdeyken bile; aksi takdirde Manwë'den de saklanırdı herhalde.
Sayfa 68 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
·
77 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.