Gönderi

216 syf.
6/10 puan verdi
Olmayordu Toptaş, olamayordu... Seninle bu ikinci yolculuğumuz ve ben nereye vardığımı dahi anlamadan yol bitiveriyor. Yolculuğun keyifli yanı, çokça alıntı yapmamdan da anlaşılacağı üzere, kelimelerle dans ederken ayakların birbirine dolaşmıyor ama koreografi de lazım. Ben de sende onu bulamıyorum nedense... Acaba doğru şarkıyı mı çalmadık diyecek olsam, elimde iki kitabın daha var onlar da değilse artık daha ne olsun... Yine de artık beklentiyi epeyce aşağılara çekmiş durumdayım, bir daha ne zaman yolculuk ederiz senle, bilemeyorum. Malum, yakıt da eskisi kadar ucuz değil... Bedran'ın evli ve yatalak dönemi ile geçmişten hatıraları iç içe geçmiş şekilde, bölüm bölüm ve sırayla işleniyor kitap boyunca. Çocukluk dönemi yoksunluklarının yarattığı travmalar, hayatı boyunca peşinden geliyor. İnsan, büyüyünce bazı şeyleri geride bıraktığını sanıyor belki ama çocukluğunu da peşinden sürüklemeden edemiyor ve o sürüklediği çocuk, olmadık zamanlarda sazı eline alıveriyor. Hangi havadan çalacağını ise çocukluk yıllarının repertuarı belirliyor. Bu arada, her iki yazarı da okuyanlar bana katılır mı bilmem, Bedran'ı okurken ara ara Oğuz Atay karakterleri esintisi aldım. İç çatışmalar, hayalin gerçekle iç içe geçmesi vs... Bunun yanında kurguya abartılı şekilde yedirilmiş, konulu pornovari sahneler anca sayfa doldurmuş. Bir ara zaten iyice J. Sins'e bağladı karakter, önüne geleni sevdi, sahneler "my girlfriend's hot sister"vari kurgulara boğuldu. Rüyayla gerçek iç içe geçebilir, eyvallah, ama rüyalan da demedik hani... Uzun uzadıya analiz kasmanın alemi yok. Zaten kitap da uzun sayılmaz. Bir çırpıda okurum ben bunu diyorsanız, bir çırpın gitsin. Güzel bir anlatıma ve de güzel cümlelere rast geleceksiniz. Fakat öyle ahım şahım bir şeyle de karşılaşmayacağınızı bilerek okuyun, daha mutlu olursunuz.
Sonsuzluğa Nokta
Sonsuzluğa NoktaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20171,742 okunma
·
478 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.